TOPLUM BOZULMASININ TEMEL NEDENİ MANEVİYAT EKSİKLİĞİDİR
Hocam merhaba, iyisiniz inşallah, yazılarınızı her gün takip ediyorum. Öncelikle dinimizin ne kadar güzel, ne kadar sade ve ne kadar akılcı bir din olduğunu sizin gibi aydın insandan öğrenmek çok güzel bir şey. Allah sizden razı olsun. Dualarımda hep, bidatlardan ve hurafelerden ve şirke düşmekten Allah'a sığındığımı belirtiyorum. Çünkü 1400 sene gibi bir zaman geçmiş peygamberimizden sonra. Uzun bir zaman dilimi. Bu zaman zarfında çeşitli toplulukların anlayışları, gelenekleri dinimize bulaşmış, aslında dinimizde hiç olmayan şeyler bidat olarak ortaya çıkmış. İşte tüm bu bid'atler ve hurafeler, sizin gibi âlimlerin filtresinde takılı kalıyor ve bize sizden akılcı, mantıklı bilgiler ulaşıyor. Sizin yorumlarınıza çok değer veriyorum, sağ olun hocam. Hocam ben soru sormak değil de gözlemlerimi belirtmek istiyorum. Ben İstanbul'da yaşıyorum, polis memuruyum. Bizim toplumumuz İslam’ın hep şekilsel boyutlarını yaşıyor ve maneviyata insan hakkına riayet konusunda maalesef sınıfta kalıyoruz. Metrobüse binerken bir görseniz insanlar birbirlerini nasıl çekiştiriyor boş koltuğa oturacağım diye. Aynı şekilde inecek olanlara müsaade edilmeden ite kaka binmeye çalışanlar. Yola tükürenler mi dersiniz, işlek bir caddede küfürlü konuşanlar mı dersiniz, ben eşimle gezmeye çekiniyorum vallahi. Maneviyat, insana saygı, ahlak ayaklar altında yani, daha çok örnek var da sizi sıkmak istemiyorum. İstanbul'a yeni gelen kişi camilerin ihtişamına ve sayısının çokluğuna baksa maneviyatın tavan yaptığı bir şehir olduğu izlenimi oluşur hemen kafasında. Hâlbuki gerçek tam tersi. Suç oranının en fazla olduğu şehir. 6 ayda bir bilemediniz iki kez mutlaka hırsız girer evimize. Hocam ahlaki konulara ağırlık vermeniz ümidiyle... Biliyorum insanımızdan hep şekilci sorular geliyor, oje gusle engel mi, yok namazda oturur pozisyondayken ayak nasıl durmalı tarzında. Hocam ellerinizden öperim, iyi günler, Allah'a emanet olun...
Cevap: Sinan Bey çok güzel tesbitleriniz var. Güzel sözleriniz ve gözlemleriniz için teşekkür ederim. Bildiğiniz gibi dinin özü ahlaktır. Ahlak olmayınca, hak hukuka saygı olmayınca ne çıkar öyle dindar geçinmekten? Hani Peygamberimiz, kişinin namazı kişiyi Allah'a yaklaştırmıyor, ahlakını temizlemiyorsa o namaz, o ibadet Allah'tan uzaklaştırır. Allah'ın o tür ibadete ihtiyacı yoktur, buyurmuş ya demek gerçek ibadet olsa, duyarlılıkla ibadet yapılsa Allah'a andolsun ki her şey düzelir. İnsanlar arasında sevgi hâkim olur. Çünkü insan Yaratan'ın hatırı için yaratıkları sever. Sadece insanları değil, tüm canlıları, doğayı sever. Ağaçlara, çiçeklere zarar vermez. Tabiatı korur. Peygamberimiz: "Büyüyüğümüze saygı, küçüğümüze şefkat göstermeyen bizden değildir" buyurmuş. Hani büyüğe saygı, küçüğe sevgi. Hani zayıfı himaye, yetimi, yoksulu koruma. Hani kendi nefsi için istediğini başkaları için de isteme, kendisi için uygun görmediğini başkaları için de uygun görmeme?! Gerçekte "Müslümanlıktadır insaniyyet, Müslümanlıkta hulûs-i niyyet!" ama nerede o Müslümanlık. Müslüman insan, melek insandır ama öyle Müslüman - biraz abartı olur ama - mumla aranır oldu şimdi. Her şeye rağmen yine sevgi ve saygı gerçekten inanmış insanlarda vardır, yine merhamet onlarda vardır. Toplumun böyle saygısız, böyle bencil, böyle açgözlü, böyle alçak ve hırsız oluşu iman eksikliğindendir. Bu halka imanı, gerçek İslâmı aşılamak her Müslümanın görevidir. Benim olduğu kadar sizin de görevinizdir. Selamlar, gözlerinizden öper ömür boyu başarılar dilerim Sinan Bey.
|