İSLÂMDA İLİM, DÜŞÜNCE VE SAN’AT (10) |
Çarşamba, 28 Ağustos 2024 00:00 | |||
İSLÂMDA İLİM, DÜŞÜNCE VE SAN’AT (10)(...dünden devam) X. yüzyılın ikinci yarısında Bûyî sultanı Adudu’d-devle için yazan Alî ibn Abbâs Mecûsînin Kitâbu’l-melik adlı eseri, tıbbın bütün alanlarını içeren açık ifadeli, zengin muhtevalı büyük bir kitaptır. Bu eser, Batıda XI. ve XII. asırlarda Liber Pantegni, Liber Regius adlarıyla iki defa çevrilip yayınlanmıştır. X. yüzyılda Cordoba’da Ebû’l-Kasim Zehrâvî, iyi bir operatör olarak ün yapmış, onun eserinin Latince tercemesi, Lanfranchi’ye, Salicetti’ye ve özellikle Guy de Chaulocac’a kuvvetle tesir etmiştir. Ebû Alî ibn Sînâ’nın Kanunu’t-tıbb’ı, Doğuda ve Batıda tıbbın en ünlü eseri olmuştur. İbn Sînâ’nın bu eseri, Batı’da Canon Medicine adıyla yalnız XV. ve XVI. asırlarda tam 36 defa basılmıştır. Ve nihayet Cordoba’nın yerli bir âilesinden gelen filozof Ebu’l-Velîd ibn Rüşd (Averroes) ve Musa ibn Abdullah ibn Meymun bu alanda anılması gereken simalardandır. Birincisi Aristocu olarak el-Umûm (Latincesi: Colligent) adlı eserinde zaman zaman Galen’e karşı çıkarken ikincisi, Hipokrates, Galen ve Aphorismen’i tefsîr etmiş ve diyet hakkında eserler yazmıştır. İslâm tıbbı, eczacılık ve Ophthamology (göz tabâbetii) üzerinde önemli sonuçlar elde etmiştir. İslâm âleminde katarakt, çoğunlukla başarılı biçimde ameliyat edilmiştir. Bu ameliyat bazen perdenin aşağı bastırılması (Alî ibn Îsâ metodu), bazen da içi oyuk bir iğne ile dışarı emilip çekilmesi (Ammâr Mavsılî metodu. Bu iki doktor da 1000 yıllarında yaşamış Nasturî Hıristiyan Araptır) sûretiyle yapılmıştır. İspanyalı bir devlet adamı ve doktor olan Lisânu’d-dîn Hatîb, “Kara Ölüm” denen vebânın, bulaşıcı bir hastalık olduğunu ortaya koymuştur. Doktrinlerini Şâm’da öğreten doktor İbnu’n-Nefîs (ö. 1288) kalb cidarlarının hava geçirmezliğini tespit etmiş, böylece Galen’in, kanın bir kısmı kalbin sağ odacığından sol odacığına varır, şeklindeki teorisinin doğru olmadığını ortaya koymuş, daha da ileri giderek, İbnu’n-Nefîs, kanın, akciğer atardamarı vasıtasıyla kalbin sağ odacığından akciğere ulaştığını, orada hava ile karıştığını, sonra da akciğer toplardamarı vasıtasıyla kalbin sol odacığına gönderildiğini söylemiştir. Böylece Akciğer kan dolaşımını ilk defa ortaya atan İbnu’n-Nefîs, William Harvey’in, bütün kan dolaşımı (küçük, büyük kan dolaşımı) hakkındaki teorisinden tam üçyüz yıl önce akciğer kan dolaşımını izah etmiştir. (devamı yarın..)
|