İSLÂMDA İLİM, DÜŞÜNCE VE SAN’AT (8) |
Pazartesi, 26 Ağustos 2024 00:00 | |||
İSLÂMDA İLİM, DÜŞÜNCE VE SAN’AT (8)(...dünden devam) Bu doğa varlıklarını hiç düşünmeden, gaflet içinde dolaşan insanları da kınamaktadır: “Göklerde ve yerde nice âyetler var ki onların yanından, hiç aldırış etmeden gaflet içinde gelip geçerler.” (Yusuf: 53/105) Bunları düşünen, bunlardaki incelikleri, dayandıkları yasaları anlamaya çalışır ki bundan da bilim, sanat ve teknoloji doğar. Kur’ân-ı Kerîm’in yönelttiği düşünce, araştırma doğrultusunda yürüyen İslâm’ın ilk çağlarında yetişen bilginler, din, hukuk ve tarih gibi sosyal bilimler yanında, düşünce ve pozitif bilimlerde de gözlem ve deney metodunu geliştirerek birçok keşif ve icada imza atmışlardır. Bilim adamı somut doğayı incelemekle başlar. İslâm düşüncesinin hedefi, somut, sınırlı ve sonlu varlıklardan, soyut, sınırsız ve sonsuz Varlığa (Allah’a) ulaşmaktır. Doğayı, enerji yüklü, dinamik, değişken varlıklar doldurur. Bu varlıkların tabi olduğu yasalar, gözlem, deney ve düşünce ile keşfedilebilir. İslâmbilginleri, gözlem ve deney metodunun gelişmesine büyük katkıda bulunmuş, bu konuda Avrupalı bilginlere hocalık etmişlerdir. Endülüs medreselerinde okuyan İngiliz bilgin Roger Bacon’ın Opus Majus adlı eseri, İbn Heysem’in Kitâbu’l-manâzır(optik)inin bir kopyası sayılır. Adı geçen kitap, İbn Hazm’ın da bu yazar üzerindeki etkisini gösterir. Bugün Avrupa bilginleri de medeniyetin beşiğinin İslâmiyet olduğunu itiraf etmektedirler. İngiliz profesörlerinden Desmond Steewart, yazdığı İslâm ve Müslüman Devletler dünyası adlı kitabında Müslümanların modern ilme neler kazandırdıklarını anlattığı gibi, Sigrid Hunke adlı bayan araştırmacı da, Allahs Sonne Über dem Abendland (Batıda Allah’ın Güneşi) adlı eserinde İslâm’ın Avrupa medeniyetine ve tekniğine yaptığı etkileri belirtmektedir. Öklid teorisini çözümleyen Bîrûnî (1201-1274), bin yıldan beri durgunluğun hüküm sürdüğü matematiğe canlılık getirmiş ve mekân üstü (Hyperspace) düşüncesinin alt yapısını hazırlamıştır. Fonksiyon teorisini bilimsel açıdan inceleyen Bîrûnî, Statik mekân düşüncesinin yetersizliğini anlamıştır. Modern zaman anlayışını doğuran Fonksiyon düşüncesi, statiği dinamiğe (sabiti değişkene) çevirir. (devamı yarın..)
|