İSLÂMDA İLİM, DÜŞÜNCE VE SAN’AT (5) |
Cuma, 23 Ağustos 2024 00:00 | |||
İSLÂMDA İLİM, DÜŞÜNCE VE SAN’AT (5)(...dünden devam) “Bu âyetlerde, bollukta ve darlıkta hiç Allah’ı unutmayan, dâima O’nu anan, O’ndan korkan, âhiret kaygısıyla yaşayan, Allah’ın rahmetini ve ni‘metini uman ve dâima Allah ile bağlantı halinde bulunan düşünceli insanın durumu canlandırılmaktadır. Bu bağlantıdan, varlığın gerçeklerini doğru anlama yeteneği doğar. ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Gerçek bilgi, ma‘rifettir. Ma‘rifet, Hakk’ı bilmektir. Hakk’ı bilmek, basîretin açılmasıdır. Basîret açılınca insan şu varlık âlemindeki gerçeklerle yüz yüze gelir, hakikatleri anlar. İlim, zihne yığılan, insanı büyük kâinat gerçeğine götürmeyen ve şu duyular âleminin ötesine uzanmayan birtakım dağınık, kopuk bilgiler yığını değildir... Gerçek bilime ve aydın ma‘rifete varan yol, Allah’a saygı, ibâdet, gönülden O’na bağlılık ve âhiret endişesi, Allah’ın rahmetini ve ni‘metini umma ve dâimâ Allah’ı gözetmedir. İşte o zaman sağduyu, öz akıl, gördüklerinden, işittiklerinden, denediklerinden yararlanıp gözlemlerin ve küçük deneylerin arkasındaki değişmez kâinât gerçeklerine varır. İşte gerçek bilgi sâhipleri onlardır. Ama bireysel tecrübelerin ve dış gözlemlerin sınırını aşamayanlar, sadece bilgi derleyicileridir, gerçek bilgin değillerdir.” (Fî Zılâli’l-Kur’ân: 5/2041-2042) Pakistan’ın ünlü şâiri M. İkbal’in dediği gibi İslâm Peygamberi, tarihi şahsiyet olarak Ortaçağa âit ise de mesajındaki düşünce yapısıyla yeni ve modern çağa âittir. Kendinden önceki peygamberler, insanı sarmalayan doğa hakkında açık bir fikir vermeyen ve net olmayan birtakım inanç prensipleri getirmişlerdi. Oysa Hz. Muhammed’in mesajı dinsel inançlarda, Allah ve âhiret hakkında gayet net bilgiler verdiği gibi, doğa hakkında da açık düşünceler vermektedir. Kur’ân’da ahkâma dâir 150 âyet varken ilme 750 âyet vardır. Kur’ân, insanları araştırmaya, düşünceye çağırır. Allah’ın varlığının birer âyet ve işâreti kabul ettiği, bütün doğa varlıklarını, olaylarını incelemeyi öğütler, bu varlıkların yanından düşünmeden, körü körüne gelip geçenleri kınar (Yusuf: 53/105). Hz. Peygamber (s.a.v.) de ilim ve hikmeti mü’minin yitiği saymış, nerede bulursa almasını öğütlemiştir: “Hikmet mü’minin yitiğidir, nerede bulursa alır.” (Tirmizî, İlm: 19; İbn Mâce, Zühd: 15), “Beşikten mezara kadar ilim arayınız” (Çok meşhur olan bu hadîsin kaynağını bulamadık. Pek sağlam olmadığı anlaşılıyor.) Bir şâir Hz. Peygamber’e bağlanan bu sözü şöyle terceme etmiştir: Cümle mechûlün ede gör ma‘lûm, İlme sarf eyle var ömrünü hep; Deme geçti zamanı tahsîlin, Mehdden lahde dek kıl ânı taleb! (devamı yarın..)
|