NAMAZLARIN CEM‘İ (4) |
Perşembe, 15 Ağustos 2024 00:00 | |||
NAMAZLARIN CEM‘İ (4)(...dünden devam) Sabah ve akşam namazları dışındaki namazlar için kesin vakitler belirtilmemiştir. Öteki namaz vakitleri, Hz. Peygamber’in uygulamasıyla sâbit olmuştur. Kanâatimize göre Hz. Peygamber (s.a.v.), sabah ve akşam namazlarını, âyetlerde belirtilen vakitler içinde kılmış, gece ve gündüzün belli başlı değişim zamanlarında da namaz ve tesbîh ile Rabbini anmıştır. Fakat bu iki vakit dışındaki namazlar için katı çizgiler koymamıştır. Vakitler arasını birbirinden ayıran kesin çizgiler, sonradan mezhep ihtilâflarından doğmuştur. Hz. Peygamber’in, fakîhlerin, mezheplerine göre kesin çizgilerle belirledikleri vakitlerin dışına hiç çıkmadığı söylenemez. Eğer o, sürekli olarak bu çizgiler içinde namaz kılmış ve bunların dışına çıkmamış olsaydı mezhepler arasında bu kadar görüş ayrılıkları olmazdı. Kimi öğlenin vakti için şöyle, kimi böyle demiş. Kimi ikindinin vakti, eşyanın gölgesi, kendisinin bir katı, kimi iki katı olunca başlar; akşamın vakti şu kadardır veya bu kadardır; yatsının vakti şöyle başlar, böyle başlar demiş; fıkıh kitapları bu ihtilâflarla dolmuştur. Bu ihtilâfların sebebi, Peygamber’in, şu zamanda veya bu zamanda namaz kıldığı hakkındaki çeşitli rivâyetlerdir. Eğer bu rivâyetler doğru ise şunu gösterir: Peygamber (s.a.v.), Kur’ân’da belirtilen iki vakit dışındaki gündüz ve gece namazları için kesin vakit belirtmemiş; bazen öğleyi geç, bazen erken kılmış; bazen öğle ile ikindiyi, akşamla yatsıyı birleştirerek edâ etmiş; bazen de zaruret dolayısıyle dört beş vakti birlikte kılmıştır. Bu hoşgörü, ümmet için ruhsat ve kolaylıktır. Önemli olan, insanın, Rabbıyle bağlantı içinde olmasıdır. Bunun için Kur’ân’ın belirttiği bu genel vakitlerde namaz kılınır. Esas olan, Müslümanların çoğunluğunca ittifak edilen beş vakit içinde ve her namazı vaktinde kılmaktır. Ama görev, yolculuk, hava koşulları gibi zorunlu durumlar içinde bulunanlara da ruhsat, kolaylık vardır. Onlar, zevâlden, akşama kadar olan zaman içinde öğle ile ikindiyi; güneşin batmasından itibaren tan yeri ağarıncaya kadar olan zaman içinde de akşamla yatsıyı birlikte kılabilirler. Buna cem‘ (birleştirme) denilir ki hem takdim cem‘i, hem de te’hîr cem‘i caizdir. Yani henüz vakti girmemiş olan bir namazı kendinden öncekinin vakti içinde onunla birlikte kılmak (takdîm cem‘i), yahut bir namazı erteleyip, sonrakinin vakti içinde onunla birlikte kılmak (te‘hîr cem‘i) câizdir. (devamı yarın..)
|