ALLAH’IN, YAHUDİLERİ LANETLEDİĞİNİ BELİRTEN HADİS DOĞRU MU? PDF 
Cumartesi, 03 Ağustos 2024 00:00

ALLAH’IN, YAHUDİLERİ LANETLEDİĞİNİ BELİRTEN HADİS DOĞRU MU?

Aziz ve muhterem Hocam,

Türkiye ye izne geldik çok şükür.

Zaman zaman dini içerikli yayın yapan bir radyo dinliyorum.

Bir hoca sohbet yaparken şu hadisi okudu:

"Allah Yahudilere ve Hristiyanlara lânet etsin. Peygamberlerinin kabirlerini mescide çevirdiler." (Buhârî, Salât 54; Müslim, Mesâcid 20, (530); Ebû Dâvud, Cenâiz 76; Nesâî, Cenâiz 106, (4, 95, 96).)

Size sormak istediğim; sahihi buhari ve Müslim de yazıyor diye,  biz peygamberimize atfedilen bu sözleri onun sözü olarak kabul etmeli miyiz? Zira alemlere rahmet için gönderilen bir peygamber niçin ehli kitâba lanet okusun?

Selam eder ellerinizden öperim...

Cevap: Hz. Peygamber'in âlemlere rahmet için gönderildiğini bildiren âyet aslında biraz anlam kaymasına uğratılmıştır. Âyet Hz. Muhammed'in âlemlere rahmet olarak gönderildiğini söylemiyor. Âyet Allah'ın insanlara rahmetinden yani acımasından dolayı onları kurtarmak üzere Hz. Muhammed'i gönderdiğini söylüyor. Sonra âyetin anlamı çarpıtılmış Hz. Muhammed'in kendisinin âlemlere rahmet olarak gönderildiği söylenmiştir. Böylece âyet Hz. Muhammed  lehine bir anlam kaymasına uğratılmıştır.

Beri taraftan zikredilen hadis, hadis kritiği bakımından doğrudur. Peygamber tüm Yahudileri lanetlemiyor, Peygamberlerinin kabirlerini mabed haline getiren, yani tevhid dinini şirke çeviren Yahudileri lanetliyor. Bu şekilde lanet söylemi Kur’an’da da geçer. İşte âyet:

“159- İndirdiğimiz açık delîlleri ve hidâ­yeti -biz Kitapta insanlara açıkça belirt­tikten sonra- gizleyenler (var ya), işte onlara hem Allah la‘net eder, hem bü­tün la‘net edebilenler la‘net eder. 160- Ancak tevbe edip uslananlar ve (gerçeği) açıklayanlar başka. Onları bağışlarım. Çünkü ben tevbeyi çok kabul edenim, çok esirgeyenim. 161- Ama âyetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüş olanlar, işte Allah’ın, me­leklerin ve tüm insanların la‘neti onların üstü­nedir. 162- Sürekli la‘net içinde kalırlar. Ne kendi­le­rinden azâb hafifleti­lir, ne de onlara fırsat verilir.

163- Tanrınız bir tek Tanrı’dır, O’ndan başka tanrı yoktur, O Rahmân’dır, Rah­îm’dir. 164- Şüphesiz göklerin ve yerin ya­ratılışında, gece ve gündüzün değişme­sinde, insanların faydasına olan şeyleri denizde taşıyıp gi­den gemilerde, Allah’ın gökten su indirip onunla ölmüş olan yeri dirilterek üze­rine her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirmesinde el­bette düşünen bir topluluk için (Allah’ın varlı­ğına ve birliğine) delîl­ler vardır. 165- İnsanlardan kimi, Allah’tan başka eşler tutar, Allah’ı sever gibi onları se­verler. İnananlar ise en çok Allah’ı severler. Zulmedenler, azâbı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah’a âi­dolduğunu ve Allah’ın azâbının çetin oldu­ğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi! 166- İşte uyulanlar, uyanlardan uzak dur­du­lar; azâbı gördüler, aralarındaki bağlar ke­sildi. 167- Uyanlar, şöyle dediler; "Âh keşke bir daha dünyaya git­memiz mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzak durdukları gibi biz de onlardan uzak dursaydık!" Böylece Allah, onlara işledikleri bütün fiilleri hasretler (pişmanlık kaynağı olarak) gösterir. Ve onlar, ateşten çıkamazlar. 168- Ey insanlar, yeryüzünde bulunan he­lâl ve temiz şeylerden yiyin, şey­tânın adımlarını izlemeyin; çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır. 169- O size dâimâ kötülük ve çirkin iş (yapmanızı), Allah hakkında bilmediği­niz şeyler söylemenizi emreder. 170- Onlara: "Allah’ın indirdiğine uyun!" dense, "Hayır, biz ata­larımızı üzerinde bulduğumuz(yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ata­ları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bula­mayan kimseler olsalar da mı (atalarının yo­luna uyacaklar)? 171- O inkâr edenler(i Hakk’a çağıran)ın du­rumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen (işittiği sesin mânâsını anlama­yan hayvanlar)a haykı­ran kimsenin durumu gibi­dir. (Onlar), sağır, dilsiz ve kördürler, onun için dü­şünmezler. 172- Ey inananlar, size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yiyin, Allah’a tapıyor­sanız, O’na şükredin. 173- Allah size leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni harâm kıldı. Ama kim mecbur kalırsa, (başkasına) saldırmadan ve sınırı aşmadan (bunlardan) yemesinde bir günâh yoktur. Muhakkak ki Allah çok bağışlayan­dır, çok esirgeyendir. 174- Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şey giz­le­yip, onu birkaç pa­raya satanlar var ya, işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey koy­muyorlar. Kıyâmet günü Allah ne onlara konuşacak ve ne de onları temizleyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır (Bazı Yahûdî bilginleri, Tevrât’ta âhir za­man peygamberinin vasıflarını görmüşlerdi. Hz. Muham­med(s.a.v.)in, o son peygamber olduğunu bildikleri halde bunu gizlediler, halka söylemediler. Âyette gerçeği gizleyip insanları şaşırtan kimseler şiddetle uyarılmaktadır.).175- Onlar hidâyet karşılığında sapıklık, mağfiret karşılığında azâb satın almış­lardır. Onlar ateşe, karşı ne kadar da da­yanıklıdırlar(!) (Bakara: 159-175)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş