MÜNAFIKLAR HAKKINDA (1) PDF 
Perşembe, 01 Ağustos 2024 00:00

MÜNAFIKLAR HAKKINDA (1)

Selamünaleyküm hocam Kuran-ı Kerimde itikadi açıdan münafıklar 2ye ayrılmış 1.cisi halis münafıklar. Aslında kalben inanmadığı halde diliyle Müslüman olduğunu söyleyen münafıklar. 2.cisi iman ile inkâr arasında bocalayan, kalbinde hem iman hem de nifak barındıran, iman edip etmeme hususunda kalbinde şüphe olan münafıklardır. Sorum şu halis münafıkların daha sonra bu hallerinden vazgeçip iman etme ihtimalleri var mıdır? Daha sonra tövbe edip iyi birer Müslüman haline gelen münafıkların içinde halis münafıklar da var mıdır? ...

Cevap: Hiç kimsenin akibeti hakkında kesin hüküm verilemez. Kur’an gerçek münafıklar değil de kalblerinde kuşku taşıyan, sağa sola yalpalayan kimselere halis münafık demez, onlara kalblerinde hastalık bulunanlar der. Onlar içinde sonradan halis iman sahibi olanlar olduğu gibi nifakları artmış olanlar da vardır. İşte Kur’ân, böylelerini şöyle tanımlamaktadır:

“8- İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde "Allah’a ve âhiret gününe inandık" derler.

9- Allah’ı ve mü’minleri aldatmağa çalışırlar, hâlbuki yalnız kendilerini aldatırlar da farkında olmazlar.

10- Onların kalblerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemelerinden ötürü onlara acı bir azâb vardır.

11- Onlara: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın," dendiği zaman: "Biz sadece düzelticileriz," derler.

12- İyi bilin ki, onlar bozgunculardır; fakat anlamazlar.”

13- Onlara: "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" dense, "O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler kendileridir; fakat bilmezler.

14- İnanmış olanlara rastladıkları zaman; "İnandık," derler. Fakat şeytânlarıyla yalnız kaldıkları zaman; "Biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz," derler.

15- Allah da kendileriyle alay eder ve onları bırakır; taşkınlıkları içinde bocalayıp dururlar.

16- İşte onlar o kimselerdir ki, hidâyet karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar.” (Bakara: 8-16)

Bu Âyetlerde anlatılanlar katıksız münafıklardır. Ama bir de şu âyetlerde anlatılanlara bakınız:

“141- Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eğer size Allah’tan bir fetih nasibolursa: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" derler. Ve eğer savaşta kâfirlerin bir payı olur(savaşı düşmanlarınız kazanır)sa, (bu kez onlara): "Biz size üstünlük sağlayıp, sizi mü’minlerden korumadık mı?" derler. Artık kıyâmet gününde Allah, aranızda hükmedecek ve mü’minlere karşı kâfirlere asla yol vermeyecektir.

142- İkiyüzlüler, Allah’ı (güyâ) aldatmağa çalışırlar. Oysa O, onları aldatır. Namaza kalktıkları zaman da üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı pek az anarlar.

143- Arada yalpalayıp dururlar. Ne bunlara (bağlanırlar), ne de onlara. Allâh’ın şaşırttığı kimseye bir (çıkar) yol bulamazsın!

144- Ey inananlar, mü’minleri bırakıp kâfirleri dost tutmayın! Allah’a, aleyhinizde olacak açık bir delîl vermek mi istiyorsunuz?

145- Doğrusu ikiyüzlüler, ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Onlar için hiçbir yardımcı bulamazsın.

146- Ancak tevbe edenler, uslananlar, Allah’a yapışanlar ve dinlerini sırf Allah için yapanlar (yalnız O’na tapanlar), işte onlar mü’minlerle beraberdir; Allah da yakında mü’minlere büyük bir mükâfât verecektir.” (Nisa: 141-144)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş