İSRAİL OĞULLARI, MENN VE SELVA (2) |
Pazar, 30 Haziran 2024 00:00 | |
İSRAİL OĞULLARI, MENN VE SELVA (2)(...dünden devam) Bu âyette yine İsrail Oğullarına lütfedilen nimetlere işaret edilmektedir. İsrail Oğulları, çölde susuzluk çekiyorlardı. Hz. Musa, kavmi için Allah'tan su istedi. Yüce Allah, Hz. Mûsâ'ya asasıyla kayaya vurmasını emretti. Musa, kayaya vurunca kayadan on iki kaynak fışkırdı. İsrail Oğulları, on iki kabileden oluşmakta idi. İşte her kabile için bu kayadan bir kaynak doğdu. Her kabile, kendisine özgü kaynaktan suyunu aldı. Kendilerine: ''Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için, yer yüzünde bozgunculuk yapmayın" denildi. İsrail Oğulları, bu çölde Allah'ın lütfettiği kudret helvası, bıldırcın eti gibi külfetsiz rızıklara, kayalardan fışkıran mu'cizevî sulara rağmen tek tip yiyeceğe dayanamadılar, sebze, acur, soğan, sarımsak, mercimek gibi gıdalar istediler. Oysa istedikleri, kendilerine lütfedilenin altında olan şeylerdi. Bundan dolayı Hz. Musa, onlara: ''Siz, daha üstün olanı, daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise kente inin.” dedi. Gerçi İsrail Oğullarının, orada yedikleri, tek tip gıda idi ama, onda Allah'ın lütfu ve o hayatta Allah'ın feyzi vardı. Onun ma'nevî değeri çok büyüktü. Öteki gıdalar her yerde bulunabilirdi fakat o ilâhî feyiz ve ni’metler başka yerde bulunamazdı. Elbette tek tip gıda, insana yeterli değildir. Fakat bu gıda bir ilâhî lütuf olarak, külfetsiz veriliyor ve onunla insan ruhuna feyiz ve huzur doluyorsa ondan hayırlı bir rızık olamaz, öylesine geçirilen bir hayattan daha üstün bir hayat bulunamaz. Ama onlar, içinde yaşadıkları bu mutluluğun kadrini bilemediler. Bu olay Tevrat'ın Sayılar Kitâbının 16’ncı babında anlatılan olaydır. Orada anlatılan olayın özeti şudur: Levi Oğullarından Korah, Eliab oğlu Datan ve Abiran Pelet oğlu On, etkili bir cemâat oluşturarak Mûsâ'ya karşı koymuş, bütün cemâatin kutsal olduğunu, Mûsâ'nın ötekilerden üstün bir yanı bulunmadığını ileri sürerek: "Artık yetti, çünkü cemâatten her biri mukaddestir ve Rab onların arasındadır. Niçin Rabbin cumhuru üzerine kendinizi yükseltiyorsunuz?" demişlerdir. Buna çok öfkelenen Mûsâ, Allah'ın buyruğuyla Korah'a: "Sen ve bütün arkadaşların ve Hârûn, yarın Rabbin önünde bulunun, her biriniz kendi buhurdanına buhur koysun. Sen ve Hârun, ikiniz de buhurdanınızı getirin." dedi. Herkes buhurdanına ateş koyup toplanma çadırının kapısında durdu. Halk da orada toplanmıştı. Allah Mûsâ'ya ve Hârûn'a: "Bu cemâatten ayrılın da onları bir anda bitireyim" dedi. Fakat Mûsâ ve Hârûn secde edip: "Bir adam suç işleyince bütün cemâate karşı mı öfkelenirsin?" dediler. Cemâatin zarar görmemesi için Mûsâ, halkı uyarıp kendisine başkaldıranların çadırlarının yanından ayrılmalarını söyledi. Halk oradan çekildikten sonra Mûsâ'nın duâsı üzerine isyancıların altındaki yer yarıldı, ağzını açıp onları ve evlerinin halkını, bütün adamlarını ve mallarını yuttu. Diri diri ölüler diyarına indiler. Ve Rabbin yanından ateş çıktı ve buhur takdim eden iki yüz elli kişiyi yiyip bitirdi (Sayılar, 16/1-35'nci âyetlerin özeti). ***
|