KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (27) PDF 
Çarşamba, 12 Haziran 2024 00:00

KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (27)

(...dünden devam)

Elâzığ Müftülüğünce düzenlenen KÜLTÜRÜMÜZÜN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Sempozyumuna katıldım.

Toplantıların ilkinde biz “Kültürümüzün Dünü ve Bugünü”nü tartıştık. İşte bu panelde yaptığımız konuşmanın bir özeti, Elazığ’da çıkan “Bizim Külliye” dergisinde yayınlanmıştı. Kur’ân Mesajı adlı dergimizde de yayınladığımız bu konuşmanın gözden geçirilerek düzeltilmiş şekli aşağıdadır.

 

ŞEYTÂN’IN ÜMİT KESTİĞİ BİR TOPLUM OLACAĞIZ

Değerli kardeşlerim, hepinizi sevgi ve saygı ile selâmlıyorum. Sözlerime Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla başlıyorum.

Ben size kültürün ne olduğunu anlatmayacağım. Diğer arkadaşlarım burada kültürü özlü biçimde anlattılar. Ben kültürün dinle olan ilişkisini, dinî kültürü anlatmaya çalışacağım.

Din ve ilim evrenseldir. Ama kültür millîdir, bölgeseldir. Bundan dolayı kültürler, coğrafyalara, uluslara göre değişir. Ama evrensel dinlerin kendileri, yani ana ilkeleri değişmez. Değişen, kültürden kaynaklanan şeyler, başka bir deyimle dinleştirilen kültürdür.

Dinler peygamberler tarafından getirilip tebliğ edilir. Fakat peygamberler ayrılıp gittikten sonra zamanla din uzmanlıkları başlar. İşte herhangi bir kültürün içinden çıkan bu uzmanlar aracılığıyla kültür, yavaş yavaş dinin içine sızmaya ve evrensel din, millî bir karakter kazanmaya başlar.

Peygamberlerden önce, peygamberlerin içinde yetişmiş olduğu toplumun bir kültürü vardır. Peygamberler, o kültürün yanlış taraflarını düzeltir. Vahiy evrensel prensipler vaz‘eder. Fakat peygamberlerin ardından başlayan uzmanlıklar yoluyla kültür yavaş yavaş din içinde kendini göstermeğe, kültür değerleri dinleşmeğe başlar.

Her peygamber, özü tevhîd (Allah’ın birliği inancı)a aykırı olan kültürel değerleri kaldırmış, dinin ruhuna uygun olanların uygulanmasını emretmiştir. Bunu iyi anlayabilmek için İslâm’dan önceki Arap toplumunun düşünce yapısına bakmak gerekir. Onlarda ne gibi kültür değerleri vardı? İslâm bu değerlere nasıl baktı? İslâm’dan sonra ne gibi kültür değerleri gelişti? Yeni gelişen kültürel değerlerin, İslâm ile bağdaşan ve ayrılan noktaları nelerdir? İşte konuşmamda bunlar üzerinde durmağa çalışacağım.

İslâm’dan önce Arapların dinleri vardı:

Arabistan’da, İslâm’dan önceki döneme Câhiliyye Dönemi diyoruz. Değerli kardeşlerim, zannetmeyin ki İslâm’dan önce Araplar dinden imandan yoksun insanlardı. Hayır, onlar Allah’ı tanırlar, evreni ve doğa olaylarını yalnız Allah’ın yarattığına inanırlardı. Allah’a ibâdetleri, hacları, namazları vardı. Ancak ibâdetleri, ruhunu kaybetmiş, bir gelenek, rutin bir eylem halini almış, daha kötüsü de şirke bulanmıştı.

Onların kendi kendilerine dinleştirdikleri değerleri vardı. Onlar namusa çok düşkün idiler. Namuslarına halel gelmesin diye bazı kabilelerde kız çocuklarını öldürme âdeti gelişmişti. Kızları diri diri toprağa gömmek namusun zirvesiydi. Neden acaba böyle düşünüyorlardı? Kız çocuğu büyür de ileride kendi kabilesinin düşmanıyla veya âilesinin düşmanı olan kimselerle ilişki kurar yahut onlara kaçar, onlarla evlenir, böylece âilenin ve kabîlenin şerefini lekeler diye düşünüyorlardı. Buna fırsat vermemek için bazı kimseler kızlarını diri diri toprağa gömerlerdi.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş