KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (20) PDF 
Cumartesi, 01 Haziran 2024 00:00

KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (20)

(...dünden devam)

Bakara Suresinin 62’nci ayetine yaptığı­mız tefsirin tenkitleremaruz kalması da bun­dandır. Şimdi bakalım o ayet ne diyor:

“Şüphesiz iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sabiîlerden her kim Allah’a ve ahiret gününe inanır iyi bir iş ya­parsa elbette onlara Rableri katında mükafat vardır: Onlara kor­ku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”

Azıcık Arapça bilen dahi âyetin manasını anlar. Kur’ân’a göre Allah, yalnız belli bir zümrenin Rabbi değil, bütün alemlerin Rabbidir: Hamd alemlerin Rabbine mahsustur.” ayeti, namazın her rek’atinde okunarak Allah’ın bütün yaratıkların Rabbi olduğu vur­gulanır. “Rabbiniz, kendisine Rahmeti yaz­mış (acımayı prensip edinmiş)­tir.” (Nisa, Enam Suresi: 12)

“Rahmetim herşeyi kaplamıştır.” (A’raf Suresi: 156) âyetleri, Allah’ın rahmeti­nin genişliğini vurgula­maktadır.

Her peygamber, in­sanlığa bu sonsuz ilahi rahmeti sunmağa çalışmış; Allah’a şirksiz, ahirete seksiz inanıp salih amel yapan her ilahi din mensubunu cennetle müjdelemiştir.

“Dediler: ‘Yahudi, ya da Hıristiyan olan­dan başkası cennete girmeyecek’. Bu, onların kuruntusudur. Doğru iseniz delilinizi getirin!’ de.” (Bakara Suresi: 111) âyeti, cennetin sadece Yahudilere, ya da sadece Hıristiyanlara mahsus olduğunu iddia edenleri reddetmek­tedir. Daha sonra da cenneti kendi tekellerine almak isteyen Mekke müşrikleri veya Müslümanların aynı tekelci düşünceleri şöyle reddedilmektedir:

“(İş). Ne sizin kuruntularınız ne de Kitap eh­linin kuruntularına göre olmaz. Kötülük yapan onunla cezalandırı­lır ve kendisine Allah’tan başka ne dost ne de yardımcı bula­maz. Erkek veya kadından her kim inanarak güzel işler yaparsa işte öyle kimseler cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmaz­lar.” (Nisa Suresi: 123-124)

Cennetin belli bir zümreye mahsus olmadığını vurgulayan Kur’ân, Peygamberlerin atası İbrahim’in, gerçek tevhidi getirmiş olduğunu, onun izinde giden her insanın cen­nete gireceğini açıklı­yor: “Hayır kim, işini güzel yaparak özünü Allah’a teslim ederse onun mükâfatı Rabbinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara Suresi: 1112) Peygamberlerin misyonu, insanları Allah’a kulluğa götürmektir. Kişi eğer Allah’ı bir biliyor Ahirete inanıyor ve yalnız Allah’a kulluk ediyorsa zaten Kur’ân’ın tanımladığı biçimde iman sa­hibidir. Böyle bir mü’minin cennetlik olduğunda şüphe yoktur.

İşte Kur’ân’ın dâveti: De ki: ‘Ey Kitap ehli, bizim ve sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin: Yalnız Allah’a ta­palım, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, birbirimizi Allah’tan baş­ka tanrılar edinmeyelim.” (Ali İmrân Suresi: 64)

Zamanla tefsirlere, Kur’ân-ı Kerim’in, kendinden önceki kitabı neshettiği düşüncesi yerleştirilmiştir. Bu Kur’ân’ın kendi ifadesine aykırıdır. Çünkü Kur’ân: Yahudilere hitaben “Sizin yanınızda bulunan(Kitab)ı doğrulayıcı olarak indirdiği­miz(Kur­’ân)a inanın. Onu ilk inkâr eden siz olmayın.” (Bakara Suresi: 40) buyurmaktadır. Bakara Suresinin 41, 89, 97 ve 101’nci âyetlerinde de Kur’ân’ın Kitap ehlinin yanında bulunanTevrat’ı doğrulayıcı olarak indirildiği vurgulanmaktadır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş