KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (10) |
Çarşamba, 22 Mayıs 2024 00:00 | |||
KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (10) (...dünden devam) Ona kendisinin misafirhanesinde kalmak istediğimi söyledim. İlgi gösterdi, Küçük Çekmece’den yaşlı bir hacı adayının kaldığı odayı paylaşmamız için ilgiliye haber saldı. Küçük Çekmeceli hacı adayı da çok iyi, nur gibi bir insandı. Bir odada iki kişi kalıyoruz. Burada 17 gün kaldım ve vakit namazlarında Mescid-i Nebevî ziyaretlerinden arta kalan zamanımı bu odada geçiriyordum. Burada bir Hac Rehberi yazmaya karar verdim. Mescid-i Nebevî’nin hemen karşısında, Şeyhülislâm Arif Hikmet Efendi Kütüphanesi vardı. İki katlı olan bu kütüphanenin müdürü Ali Ulvi Kurucu idi. Oraya da gider, Fethu’l-Bârî, İrşâdu’s-Sârî gibi kaynaklardan ve mevcut Hac rehberlerinden yararlanarak kitabı hazırlıyordum. Röportaj26 Temmuz 1989 Çarşamba ZAMAN GAZETESİ Kendi kaleminden Prof. Süleyman Ateş 1933 yılında Elâzığ’ın merkez köylerinden Tadım köyünde doğmuşum. 5 yaşında babam beni köy hocasına verdi. Orada 8-10 yaşlarında hıfzımı tamamladım. Sonra Elâzığ’a geldim. Orada biraz tecvid daha sonra sarf ve nahiv okudum. Bir müddet de Erzurum'da Hacı Faruk Bey ve Erzurum Müftüsü Solakzade Sadık Efendi'den özel dersler aldım. Daha sonra Elâzığ’da İmam Hatip okulu açıldığında 1953 yılında kaydoldum ve 1960 yılında mezun oldum. 1964 yılında ilahiyat Fakültesi'ni birincilikle bitirdim. 1965 yılına kadar öğretmenlik, 1965 yılında da ilâhiyat Fakültesi Tefsir Kürsüsü'nde asistanlık yaptım. 1968'de Dr., 1973'te Doçent, 1976- 78 yılları arasında Bakanlar Kurulu kararıyla Diyanet işleri Başkanlığı'na atandım. 1978 yılında hükümet değişikliğinden bu görevden alındım. 1979 yılında profesör oldum. 6 ay Almanya'da kaldım, İmam Muhammed Üniversitesi'nin daveti üzerine Suudi Arabistan'a gittim. 3 yıl orada tefsir dersleri okuttuktan sonra tekrar İlahiyat Fakültesi'ne döndüm. Bir yıl kaldım, bir yıl sonra Riyad'a, aynı üniversiteye gittim. 4 yıl daha çalıştım. Yurda döndüm. Bu defa Cezayir'den bir davet aldım. Cezayir'e gittim, Emir Abdülkadir Üniversitesi'nde tefsir ve tasavvuf dersleri okuttum. 1988 Temmuz'unda yurda döndüm. Halen 19 Mayıs Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Tefsir-Hadis Bölümü Başkanlığı'nı yürütüyorum"
Röportaj: Ahmet Ersöz Arz ederken Düşünceden konuşmaya geçmeyi arzuladık. Düşünürlerimizi konuşturmayı, onları dinlemenin verdiği huzuru bir nebze de olsa duyurabilmeyi başa minnet saydık Kitapların kaderini kendi ifadeleriyle tespit etmeye çalıştık. Gün yüzü görmüş eserlerindeki kırgınlıklarını ve sevinçlerini dile getirmeyi murad ettik. Böyle binbir emeğin mahsulü olan elinizdeki eserlerin hangi duygularla yazıldığını bilmenizi istedik. Kalem yazıncaya kadar geçen safhaları, nerelerde durakladığını, hangi şartlarda bazen değiştiğini tespit etmeye çalıştık: Ve İŞTE YAZARLARIMIZ dedik. Eğer bir nebze de olsa onlardan bir esinti sunabilmiş isek kendimizi bahtiyar sayarız. ''Yazarlar Konuşunca'' dinlemek ister misiniz? Yazılarını severek, arzu duyarak, yaşayarak okuyanlarımıza "Onları konuşurken" de ince seziş ve fazilet iklimini arzetmeyi vazife bildik. Böylece yazıların arka yüzünü göstermeye çalıştık. Bir kültür ve ilim timsalinin konuşmaya geçerken ve konuşurken nasıl coştuklarını ve bütün heyecanlarını nasıl yaşadıklarını gördük. Bunları bütün inceliği ve heyecanı ile arz edememenin acısını tattığımızı özür makamında arz ederiz. Kitapların yazamadığını veya kitapların da yazamadıklarını konuşmalarıyla biz yazalım dedik. Ve böylece yazarların diliyle kitaplarını size tanıtmak, işte TANIMAK İSTEDİKLERİNİZ demeyi ve size tanıtabilmeyi vazifelerimizin en kudsisi kabul ettik. Sunuşumuzdaki kusurlarımızı bağışlamanızı umuyor ve ileride bu yelpazenin içinde arzuladığımıza erebilmeyi yüce yaratıcımızdan diliyoruz. Muvaffakiyetler Allah'tandır. Saygılarımla. Ahmet Ersöz (devamı yarın..)
|