KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (8) PDF 
Pazartesi, 20 Mayıs 2024 00:00

KUR’ÂN SEVDASIYLA GEÇEN BİR ÖMÜR (8)

(...dünden devam)

Doçentliğim 24 Kasım 1973

15 Ekim 1973 günü “İşârî Tefsîr Okulu” adıyla sunduğum doçentlik tezimi inceleyen jüri toplandı. Jüri üyeleri İlâhiyat Fakültesinden Prof. Dr. Neş’et Çağatay, Prof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinden Prof. Dr. Ali Sevim, İstanbul Edebiyat Fakültesinden Prof. Dr. Nihat Keklik ve Prof. Dr. Nihat Çetin’den oluşuyordu. Sonuçta tezim, ittifakla kabul edildi. Neş’et Çağatay tezimin reddi için bazı çalışmalar yapmışsa da bunda muvaffak olamayınca önce olumsuz yazdığı raporunun sonucunu değiştirerek tezin kabul edilir olduğunu belirtmiş, bu suretle tez ittifakla kabul edilmiş.

21 Kasım 1973 günü saat 10.00’da jüri tekrar toplandı. Dil Tarihten Ali Sevim istifa etmiş, onun yerine birinci yedek üye Prof. Dr. Meliha Ambarcıoğlu gelmişti. Önce bana Keşşâf’tan bir sayfa ibare okutup terceme ettirdiler. Daha sonra çeşitli sorular sordular. Hepsini elimden geldiği kadar cevaplandırdım. 1,5 saatten fazla süren sınavdan sonra beni dışarı çıkardılar ve beş dakika sonra tekrar odaya çağırdılar. Neş’et Çağatay, Kolokyumun, ittifakla başarılı geçtiğine karar verildiğini bana tebliğ etti. Hocalar beni tebrik ettiler.

24 Kasım 1973 günü saat 10,10’da deneme dersi yapacağımı bildirdiler. Benden altı konu bildirmemi istediler. Verdiğim altı konu içinde “Kur’ân-ı Kerîm’e Göre Evrim Teorisi”ni seçtiler. Bu seçimi Prof. Melîha Hanım yaptı. Ben de zaten bunun seçilmesini istiyordum. Çünkü cazip bir konu idi. Meliha Hanım, Kolokyumdan sonra beni hararetle tebrik etti. Güzel imtihan verdiğimi, şimdiye kadar böyle bir imtihan görmediğini söyledi.

Nihayet 24 Ekim günü oldu. Birinci sınıf dershanesinde jüri üyeleri ve öğrenciler toplandı. Saat 10.30’da dersi anlatmaya başladım, tam 11.15’te bitirdim. Bir alkış. Jüri üyeleri dışarı çıktılar. Üç dakika sonra geldiler. Neş’et Bey üzerindeki cübbesini çıkarıp bana giydirdi ve ittifakla doçent seçildiğimi söyleyip beni tebrik etti, elini öptüm. O da yüzümü öptü. Ve müthiş bir alkış. Görülecek, sevindirici ve heyecanlı bir manzara idi. Bütün profesörler ve öğrenciler hararetle tebrik ettiler. Meliha Hanım:

– Samimi söylüyorum, yüze gülmek âdetim değildir. Çok güzel incelemişsin, çok başarılı oldu. Şimdiye kadar nice kimseleri hak etmedikleri halde doçent yaptık. Ama bu kez tam layıkıyla biri doçent oluyor. İçim rahat, huzur duyuyorum. Bu konuyu bastır, hepimiz istifade edelim... dedi.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş