ALLAH'IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRMEK (2) PDF 
Salı, 07 Mayıs 2024 00:00

ALLAH'IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRMEK (2)

(...dünden devam)

Bu konuda Hz. Aişe'nin rivâyet ettiği bir hadîs ilginçtir:

Hz. Peygamber (s.a.v.), sakalını sarıya boyardı. Bir yere gitmiş olan kimsenin, evine geceleyin aniden çıkıp gelmesini hoş görmez, kadınlara taranma, süslenme fırsatı tanınmasını emrederdi. Câbir ibn Abdullah, diyor ki: "Biz Allah'ın Elçisi ile beraber bir gazâdan döndük. Medine'ye geldiğimizde evimize gitmek istedik. Buyurdu ki: 'Durunuz, yatsı vakti evlerimize girelim ki saçı tozlanmış, karışmış olan kadınlar taransınlar, kocası yanında bulunmayan kadınlar, kıllarını gidersinler’.”

Demek ki âyette kötü görülen şey, süslenmek, güzelleşmek değil, Allah'ın yaratışını değiştirecek biçimde doğal durumu bozmak, tabii güzelliği çirkinleştirmektir. Bazı kimseler, güzelleşeceğim derken yüzlerine âdeta kilolarca boya, allık, pulluk sürer, çeşitli kerih kokularla âdeta insanı tiksindirecek biçime sokarlar kendilerini. İşte bu, güzelleşmek değil, kişinin şahsiyetini bozması, şahsiyetinden kaçmasıdır. Yoksa her insanın bir güzel tarafı, kendine özgü bir kişiliği vardır. İşte onu değiştirecek şekilde değil, fakat güzelleştirecek biçimde süslenmek mubahtır, hattâ teşvik edilmiştir.

Kanaatime göre doğanın dengesini bozacak, yaratılış yasalarına aykırı şeyler, değişiklikler yapmak doğru değildir. Ama topluma yararlı, doğanın dengesini bozmak değil, tersine bazı bozuklukları düzeltmek amacıyla yapılan müdahalelerde sakınca yoktur. Nitekim sünnet operasyonu da doğaya aykırı görünür ama mikropların üremesine engel olması bakımından bu operasyon Tevrat’ta İbrahim’in, sünneti olarak yerleşmiş ve İslam’da da sünnet olarak uygulanagelmiş, hatta İslamlığın simgesi kabul edilmiştir.

Hz. Peygamber Medine’ye geldiklerinde Medinelilerin, hurmaları aşılamalarına gerek olmadığını söylemiş, hurmalar aşılanmayınca da verim ve kalite düşmüştür. Bu durumu kendilerine haber verdiklerinde Hz. Peygamber: “Ben size Allah böyle emretti, demedim ki, ben kendi zannımı söyledim. Ama dünya işlerinizi siz benden iyi bilirsiniz. Uygun olanı yaparsınız!” buyurmuştur.

Sebze ve meyveleri ilaçlamak da doğaya müdahaledir ama yararlı olduğundan yapılması gerekli görülür. Bundan kırk elli sene önce insanların üst başlarında bit denilen zararlı haşereler vardı. Bunlar bazı hastalıklara sebebolurdu. Sonra ilaçlarla bu zararlı haşerelerin üremesine engel olundu. İnsanlık bu beladan bir ölçüde kurtuldu.

Hülasa tabiata yararlı müdahalenin sakıncası yoktur ama zararlı müdahaleler zararlıdır. Bir özenti olarak bazı kişilerin cinsiyet değiştirmeleri, dinlerin rubuna aykırı bir uygulamadır. İşte sakıncalı olan böyle zararlı uygulamalardır.

Sivrisineğin ne menem bir haşere olduğunu ben herkesten iyi bilirim. Bence onların zararlarını önleyecek müdahalelerin zararı yok, zararı vardır.  

 

*** 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş