İSRAİL’İN ZULMÜ: HZ. İSA'YA YAPTIKLARI ZULÜM (33) PDF 
Perşembe, 07 Aralık 2023 00:00

İSRAİL’İN ZULMÜ: HZ. İSA'YA YAPTIKLARI ZULÜM (33)

 (...dünden devam)

Îsâ’nın Vefatı ve Allah’a yükseltilmesi:

157- "Biz Allah'ın elçisi, Meryem oğlu Îsâ Mesîh 'i öldürdük!" demelerinden ötürü (kendilerini yıldırım çarptı). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar; fakat onlara, benzer (kuşkulu) gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakinen öldürmediler (onu öldürdüklerini kesin biçimde bilemediler). 158- Hayır, Allah onu kendisine yükseltti. Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. 159- Andolsun, Kitâb ehlinden hiç kimse yoktur ki, ölümünden önce ona inanacak olmasın. Kıyâmet günü de O, (Îsâ ) onların aleyhine şahit olacaktır. (Nisâ: 98/157-159)

Bu âyetlerde Yahûdîlerin, Meryem oğlu Îsâ’yı öldürdüklerini iddiâ etmeleri reddedilmekte, onu öldürmedikleri, asmadıkları, fakat bu hususun (asmanın, çarmıha germenin) onlara şüpheli geldiği, astıklarını sandıkları, Îsâ’yı kesin biçimde öldürmedikleri; Allah’ın onu kendisine yükselttiği; Kitâb ehli olan herkesin, ölümünden önce gerçeği öğreneceği, Kıyâmet gününde Îsâ’nın, onların aleyhine tanık olacağı belirtilmektedir.

"Onu öldürmediler ve asmadılar; fakat onlara, benzer (kuşkulu) gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler.”

Îsâ hakkında ayrılığa düşenler, onun gerçek hayatını, olayın niteliğini bilmediklerinden, bu konuda kesin bir bilgiye sahibolmadıklarından dolayı onun hakkında çeşitli sözler söylemişlerdir. Kimi Îsâ’nın asıldığını, kimi onun yerine başkasının asıldığını söylemiştir. Bu konudaki bilgileri kesin değil, kuşkuludur. İşte “شُبِّهَ لَهُمْcümlesi, gerçi “Onlara benzer gösterildi” şeklinde terceme edilirse de aslında bu siyakta bu cümlenin, “bu mes’ele onlara kuşkulu yapıldı” şeklinde terceme edilmesi daha uygundur. Yani “Onlar bu konuda derin bir kuşku içindedirler, sözleri kesin bilgiye değil, zanna dayanmaktadır. Onu kesin biçimde öldürmediler” demektir.

İncîllerde Hz. Îsâ’nın şakirtlerine: “Bu gece hepiniz benim hakkımda kuşkuya düşeceksiniz” dediğini yazıyor. İşte âyette, İncîl’deki bu söze işâret edilmektedir. Bizzat Îsâ’nın çömezleri, onun hakkında kuşkuya düşeceklerine göre, olayı sisleyen zaman aşımından sonra gelenlerin kuşkuya düşmeleri gayet doğaldır. Zaten sonrakilerin kuşkusu, Îsâ’nın kendi şâkirtlerinin kuşkusundan, onların olaya bizzat tanık olmamalarından kaynaklanmaktadır.

Bugünkü dört İncîl’de Îsâ’nın çarmıha gerilip daha sonra göğe kaldırıldığı, birbiriyle çelişik biçimlerde anlatılmaktadır. Bunları özetle gözden geçirelim:

Matta’ya göre İncîl’de Îsâ, şakirtleriyle beraber bir evde fısh yemeği yemiş, içlerinden birinin kendisini ele vereceğini söylemiş. “Fakat ben kıyâm ettikten sonra sizden önce Galile’ye gideceğim” demiş. Öldürüleceğini haber veren Îsâ, öldürülmemesi için du‘â etmiş: “Ey Baba, eğer mümkünse bu kâse benden geçsin. Fakat benim istediğim gibi değil, senin istediğin gibi olsun.” demiş. Îsâ’yı yakalamaya geldiklerinde bütün şakirtleri onu bırakıp kaçmışlar (26/56). Îsâ, şahsen kendisini tanımayan başkâhinlerin (yargıçların) huzurunda yargılanırken uzaktan onu izleyen şakirdi Petrus, “Îsâ’nın arkadaşı mısın, onu tanıyor musun?” diye soranlara üç kez Îsâ’yı tanımadığını söylemiş (26/69-74). Îsâ, yargılama sonunda vali Platus’a teslîm edilince onu ele veren Yahuda, kederinden kendini asmış (27/1-5).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş