İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (12) |
Pazar, 12 Kasım 2023 00:00 | |||
İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (12) (...dünden devam) Maamâfîh, Hz. Ömer de 9, 10’ncu âyetlerdeki vâvı âtıfe kabul ederek âyetleri öyle değerlendirmiş ve ganimetlerin, fakir Muhâcirlere, sonra fakir Ensâra, sonra da bunların ardından gelenlere verileceğini söylemiştir. Kendisinin şöyle dediği rivâyet edilir: "Benden sonra gelecek halifeye tavsiyem şudur: Evvelâ ilk muhâcirlerin değerini bilmelidir. Peygamber(s.a.v.)in hicretinden önce Medine'de ikamet edip mü'min Ensâra da iyi davranmalı, onların ihsan edenlerini, iyi davrananlarını kabul etmeli, hatâlılarını bağışlamalıdır" (Buḫârî, Tefsîr, Sûre: 59). 8-9’ncu âyetlerde Muhâcirlerle Ensâr zikredildikten sonra 10’ncu âyette: "Onlardan sonra gelenler"zikredilmektedir. Bunlar ilk muhâcirlerden ve Ensârdan sonra iman etmiş olan Müslümanlardır. Ferrâ'ya göre bunlar ashaptan üçüncü kısım, yani ilk Muhâcir ve Ensârdan sonra iman eden kimselerdir. Hz. Ömer'in tefsîrine dayanan çoğunluğa göre ise bunlar ashaptan sonra gelen tâbiundur. Fakat "Kalblerimizde inananlara karşı bir kin bırakma!" sözlerinden bunların, ilk Muhâcir ve Ensârdan sonra, bu âyetlerin indiği sıralarda ve daha sonra iman etmiş olan Müslümanlar olduğu anlaşılmaktadır. Yani Ferrâ'nın anlayışı âyetlerin içeriğine daha uygundur. Çünkü bunlar, bu sözleriyle Nadîr Oğulları yurdunun Muhâcirlere ve Ensârdan da sadece iki kişiye verilmiş olmasından dolayı kalblerinde onlara karşı bir haset, kıskançlık uyanmamasını Allah'tan temenni etmektedirler. Bu temenni, ancak olaya şâhit olup kendilerine ganimet verilmeyen kimselerin temennisi olabilir. Yoksa tâbiunun, ashâba karşı bir kıskançlık, kin duyması söz konusu olamaz. Taberî'ye göre de: "Onlardan sonra gelenler" âyetiyle öteki muhâcirler kastedilmiştir. İbn Ebî Leylâ şöyle demiş: "İnsanlar üç sınıftır: İlk muhâcirler, Medine'ye ve İmâna barınmış olanlar (Ensâr) ve onlardan sonra gelenler. Bu üç sınıfın dışında olmamağa çalış" (Câmi'u'l-beyân: 28/34-45). Bilindiği gibi ilk muhâcirler, evlerini barklarını bırakıp Medine'ye hicret etmişlerdi. Ensâr denilen Medine'li Müslümanlar, onlara yardım ediyorlardı. Muhâcirlerin toprakları, gelirleri yoktu. Nadîr Oğullarının toprakları fethedilince Peygamber (s.a.v.), Allah tarafından kendisine tahsis edilen bu toprakları, ilk muhâcirlere dağıtıp onları, Ensâra yük olmaktan kurtarmak istedi. Bu konuda Ensâr ile istişare etti. Onlar buna razı oldular. Ve bu malın, muhâcirlere dağıtılmasından, gönüllerinde bir burukluk hissetmediler. (devamı yarın..)
|