ABDESTTE MESH KONUSU (3) PDF 
Çarşamba, 26 Nisan 2023 00:00

ABDESTTE MESH KONUSU (3)

(...dünden devam)

Hiç şüphe yok ki Kur'­ân'ın emri mesihtir. Farz olan budur. Mesih, ıslak eli bir uzva hafifçe sürmek demektir. Bu, hafif yıkama sayılır. Mesih yapmakla Kur'ân'ın emri yerine gelmiş olur. Ancak Allah'ın Elçisi, Kur'ân'ın emrinden fazlasını da yapmış, her zaman olmasa da çoğu kez ayaklarını yıkamıştır. Sıcak yerlerde ayakları yıkamak, vücudu dinlen­dirir. Ayakları yıkamak farz değil, Peygam­ber'in sünnetidir. Böyle yapı­lırsa abdest daha mükemmel olur. Çünkü ayak yıkanmakla, mesihten da­ha iyisi yapılmış olur, Allah'ın emri yerine gelir. Soğuk, su azlığı gibi bir sebeple ayakları meshetmekle de yetinilebilir.

Sıfırın altında 30 dereceyi bulan yerlerde ayakları yıkamak hem sağlık bakımından tehlikeli, hem de zordur. Ayrıca şimdilerde moda olan cami yanındaki abdest yerlerinde abdest alan, ayaklarını çemirleyip giy­diği takunya ile abdest alıyor. Onun ardından başka biri ıslak takunyaları giyip abdest alıyor. Ayaklarında mantar olan birinin giydiği takunyayı bir başkası giyince ona da mantar bulaşır. Bu uygulama da sağlık açısından zararlıdır. Oysa “Allâh bizim için kolaylık ister, güçlük istemez.” (Bakara: 185).

Mesih organları olan baş ile ayakların bizzat derisi üzerine meshedibileceği gibi üstündeki giysi üzerine de meshedilebilir. Yani baştaki sarık, örtü ve ayaktaki çoraplar üzerine de mes-hedilebilir.

Ebû Dâvûd, şöyle diyor: " Alî ibn Ebî Tâlib, İbn Mes‘ûd, Berâ' ibn ‘Âzib, Enes ibn Mâlik, Ebû Ümâme, Sehl ibn Sa‘d ve ‘Amr ibn Hureys ço­rapları üzerine meshetmişlerdir." (Ebû Dâvûd, Tahâret: Mesh bâbı)

İbn Kudâme’nin, ayrıntı ile açıkladığı üzere çorap üzerine meshe­dile­bileceği gibi başa giyilen sarık, sargı, başörtüsü gibi giysiler üzerine de meshedilebilir (Bkz. El-Muğnî: 1/300-301)

Özellikle kadınların, erkeklerin bulunduğu umumî yer­lerde başörtü­lerini ve çoraplarını çıkarmalarına gerek yoktur. Onlar, başör­tüleri ve çorapları üze­rine meshedebilirler. Sarığa veya sarık gibi başa takılan bir şeye meshedenin, bunları çıkarınca abdesti bozulur. Gusülde ise bunlar üzerine meshetmek câiz olmaz, bunları çıkarmak şarttır. Çünkü gusülde bü­tün bedeni yıkamak farzdır.

Abdest ve gusül, en güzel beden temizliğidir. Abdest almakla insan, dı­şarı ile temas eden organlarını yıkar, böylece birçok mikrobun vücuda yer­leşmesi önlenmiş olur. Gusül de bedeni terlerden, kirlerden temizler. Ayrıca abdest ve gusül, insan vücuduna ferahlık verir. Dış organların te­mizliği olan abdest ve gusül, iç temizliğinin de ilk basamağıdır. Bedenini temizleyen mü’­min, ruhunu temizleme aracı olan ibâdete adım atmış olur. Gönül huzuruyla Rabbinin divanına durur.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş