BAŞKALARININ ACISINA SEVİNİLİP YÜREK SOĞUTULMAZ! PDF 
Cuma, 31 Mart 2023 00:00

BAŞKALARININ ACISINA SEVİNİLİP YÜREK SOĞUTULMAZ!

Sevgili hocam; öncelikle her sorumuza sabırla cevap verdiğiniz için, bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Son zamanlarda herkes kâhin, hoca, yaşam koçu oluverdi. Heleki bu son günlerde yaşanan Yunanistan’daki orman yangını ve bugün Amerika’daki orman yangınlarından pay çıkaranlar var. Bunlar kıyamet alametleriymiş, yok oluşa hazır olmalıymışız. Kanlı ay da oldu. Kaynakları Sümer tabletlerinden tutun İncil e kadar gidiyor. İnsanları korkutmaktan başka işleri yok. Bu konularla ilgili doğru bilgiyi ancak siz iletebilirsiniz. Tavsiye edebileceğiniz bir kaynak var mı hocam, sizin yazdığınız

Şu anda "Görünmez Alemin İzleri"ni okuyorum. Say­gılarımla. ...

Cevap: "Kur'ân Ansiklopedisi" adlı eserimde Gayb maddesini okuyabilirsiniz. İşaret ettiğiniz konular her asırda kendini dünya çıkarına satmak isteyenlerin dillerinde pelesenk olan şeylerdir. Her olayı İlâhî bir ceza olarak düşünmek doğru olamaz. Olaylar insanların olgunlaşması için birer sınavdır. Bir âyette "Başına gelen her iyilik Allah'tan, başına gelen her kötülük de kendindendir" buyurulmaktadır. İnsanın yaşam çizgisinde bazı şeyler vardır ki Küllî iradeye bağlıdır. Bunlarda insanın rolü yoktur. Ama bazı olaylar da vardır ki insanın yaptığı hata, o olaylara sebebolmuştur. İşte âyette ikinci tür olaylara işaret edilerek "Başına gelen her kötülük kendin­dendir," buyurul­muştur. İlâhî takdir çerçevesindeki belâlar, hastalık­lar, felâ­ketler insan ruhunun olgunlaşması ve ma'nevî derecesinin yükselmesi için öyle takdir edilmiştir. Peygamberimiz, "Belaların en çetini pey­gamberlere, sonra velîlere, sonra derece derece bunlara yakın olanlarıdır!" buyurmuşlardır. Peygamberlerin çektiği sıkıntılar, sıradan insanların tahammül sınırlarını aşan şeyler­dir. Hz. Hüseyin'in susuz biçimde ve hemen en sevdiklerinin gözü önünde öldürülmesinden sonra şehidedilmesi, hâşâ onun hata veya günahı yüzünden de­ğil, manevî derecesinin yükselmesi, kıyamete dek gelecek şehidlerin efendisi olması içindir. Görünürde bu olay Hz. Hüseyin'in aleyhine değerlen­dirilebilir ama gerçekte onun yük­seklikte zirveye çıkması için İlâhî takdirin tezahürüdür.

İşte bu gerçekler düşünülmeden bir milletin başına gelen sıkın­tıları hemen onların günahına yorarak yürek soğutmak doğru olamaz. Hiçbir milletin felâketlere maruz kalmasına sevinilmez. Böyle bir tutum İslâm ahlakıyla bağdaşmaz. İslâm'ın amacı sadece Müslümanları kurtarmak değil, bütün insanlığı kurtarmaktır.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş