İbn İshak’tan önce siyer yazarı var mı?
Pazartesi, 11 Haziran 2012 00:00

İbn İshak’tan önce siyer yazarı var mı?

Hocam, İbni İshāk’tan daha önce siyer yazılmış mıdır? Yani başlangıç İbni İshāk’sa diğer âlimlerin de İbni İshāk tabanlı gitmeleri normal olmaz mı? Mesela ben Vehb ibn Münebbih biliyorum ama bunların siyerleri dağınıkmış… İlk başlangıç olarak bu, Yahudi tebaasına çok önem vermiş olan İbni İshāk kabul ediliyorsa… Çok ciddi bir bilgi sorunu ortaya çıkmaz mı?

Cevap: Bunu benden sormanıza hiç gerek yok. Bu konuda malumat Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisinde mevcuttur. Ayrıca Internet'e de baksanız aradığınızı bulursunuz. İşte Internette bulunan özet bilgi aşağıdadır:

Google ile aradığınız takdirde İbn İshāk maddesi

İbn İshāk ( Ebû Abdillâh Muhammed ibn İshāk ibn Yesâr ibn Hıyar el-Muttalibî ) ( 85 -151 / 704 -768 ):

Hicri 85’ de Medine’de doğdu, 151 yılında Bağdat’ta vefat etti ((Sabri Hizmetli İslam, Tarihçiliği Üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s. 120; Büyük İslam Tarihi, Çağ Yayınları, 1/73). İbn İshâk Abbasilerin kuruluş dönemini gören kişidir. Ünlü tarihçi Zührî’nin öğrencilerinden biridir (Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih- Coğrafya Yazıcılığı, İsar Vakfı Yayınları, İstanbul 1998, s. 26).

İbn İshāk’ın büyük dedesi Hiyar veya dedesi Yesâr Halid b. Velid’in Aynüttemr’i fethetmesi ile Medine’ye getirilen Hıristiyan esirler arsında idi (Hizmetli, 120). Dedesinin Hıristiyan olması sebebiyle o Ehl-i Kitap öğretilerini, özelikle de İncil ve Tevrat’taki esasları, öğrenerek bu kitaplarda yer alan efsaneleri nakletmekle suçlanır.

İbn İshāk ilköğrenimine Medine’de babası ve amcalarından hadis, şiir ve siyer gibi ilimleri tahsil etmekle başladı. Daha sonra birçok ünlü âlimden ders aldı. Otuz yaşına geldiğinde ilim öğrenmek için Mısır’a seyahat etti. Mısır’dan Medine’ye döndüğünde Enes b. Malik ile arasının açılması sebebiyle Irak’a gitmek zorunda kaldı ve burada da vefat etti (Hizmetli, 122). İbn İshāk’ın Medine’den Irak’a gitmesi veya gönderilmesi konusunda farklı görüşler vardır. O’nun Horoz dövüştürdüğü, Mescid-i Nebevî’nin kadınlar bölümüne yakın yerine oturup kadınlarla konuştuğu veya Şiiliğe yöneldiği sebebi ile Medine valisi tarafından cezalandırıldığı, bu sebeple de Irak’a gönderildiği söylenir (Mustafa Fayda, “İbn İshâk” Maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, XX, 94).

Yaşadığı dönemde “Emîrü'l-mü'minîn" unvanıyla anılan muhaddislerden olan İbn İs­hāk'tan pek çok kişi hadis ve megâzî rivayet etmiştir. Buhârî, İbn İshāk'ın megâzî dışında çoğu ahkâma ait 17.000 hadis rivayet ettiğini ve bunların İbrahim b. Sa'd el-Ensâri'nin elinde bulunduğunu haber vermiştir (Fayda, DİA, XX, 95-96). Ancak Buharî onun rivayet ettiği hadisleri kitabına almamıştır (Hizmetli, 121).

İbn İshāk tarihçiler tarafından siyer alanında eseri bize ulaşan ilk tarihçi olması sebebiyle önem arz etmekle birlikte hadisçiler tarafından pek makbul görülmez.

Eserleri:

Sîratu İbn İshāk veya es-Sîre veya Kitabul-Meğazi: Bağdat’a gitmeden önce Medine’de yazdı. Eser aslen Meğazi kitabı olmasına rağmen siyer ile alakalı tüm konuların işlenmesi sebebi ile siyer kitabı kabul edilir.

İbn İshak’ın bu eseri siyer alanında elimize ulaşan ilk eser olması sebebiyle İslam tarihçiliği açısından önem arz etmektedir. Ancak eser, İbn İshâk’ın kişiliği ve eserde yer alan birkaç rivayet sebebi ile eleştirilir.

Eser üç ölümden meydana gelmektedir. el-mübteda, el-meb’as, el-meğazi (Sabri Hizmetli, 122)

el-Mübteda: İlk insanın yaratılışından başlayarak peygamberler tarihinin anlatıldığı bölümlerdir. İbn İshâk bu bölümde büyük çapta Vehb b. Münebbih’in rivayetleri ile İsrailî haberlere yer verdi. Çünkü bu alanda en çok bilgili İsrailiyatta vardır (Şeşen, 27).

el-Meb’as: Hz. Peygamber’in Mekke dönemi yaşantısı.hicretini konu edinir.

el-Meğazî: Hz. Peygamber’in gazveleri anlatıldığı ve özellikle bedir ve Uhud gibi gazvelerin etraflarca dile getirildiği bölümlerdir. Bu bölümde anlatılan olaylar sağlam rivayetlere dayanmaktadır.

Eser İbn İshak’ın talebesi el-Bekka’î’nin talebesi Abdülmelik b. Hakem’in tehzibiyle zamanımıza ulaşmıştır. Eser ilk defa da Wüstenfeld 1856-1860 yıllarında yayınlanmıştır (Şeşen, 27).

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş