CANLARI İZLEYİP KORUYAN MÂNEVÎ GÜÇLER (12) PDF 
Pazartesi, 13 Mart 2023 00:00

CANLARI İZLEYİP KORUYAN MÂNEVÎ GÜÇLER (12)

(...dünden devam)

Bundan çok daha garip bir haberi, 26 Ağustos günü saat 19 televizyon haberlerinde izledik: 17 Ağustos depreminden tam 40 gün sonra, 26 Eylül 1999 pazar günü, Gölcük’te enkaz kaldırmakta olan görevliler, enkazın altından bir kediyi sağ olarak kurtardılar. Kedicik, yıkılan evin bir odasının köşesinde oturmakta idi. Ancak bu kadar zaman yapayalnız kalmaktan ötürü stres içinde kalıp yabanileşmiş, saldırgan olmuştu. Tedavi için yaklaşan veterinerden, herkesten korkuyordu. Bu da gâyet normaldi. Ama bu kadar zaman hayvanın sağ kalması, tam bir mu‘cize idi. Herhalde hayvancık, orada bir miktar su veya yiyecek bulmuştu veya yağan yağmurlardan sızan suları içmiş, yahut ıslanan taşları yalayıp hayatını sürdürmüştü. Hasılı yaşatan Allah, hayvancığazın yaşaması için mutlaka sebeplerini yaratmıştı. Bu da Allah’ın korumasını gâyet güzel anlatmaktadır.

Gizli güçler, yine Allah’ın kaderi gereği, insanı kesinleşmesi mukadder olmayan bazı kazâlardan korurlar. Ama kesin kader gelince el çeker, onu kaderiyle başbaşa bırakırlar.

Bilinen bir meseldir: Hazret-i Süleyman bir grup yoldaşı ile bir çadırda otururken, içeriye garip kılıklı birisi girmiş ve oradakilerden birine hayretle bakmış. Adam gizlice Hazret-i Süleyman'a, bu gelenin kim olduğunu sormuş. O da onun Azrâîl olduğunu söylemiş. Müthiş korkuya kapılan adam, Süleyman’dan rica etmiş:

– Aman ne olur, rüzgâra emret, bu akşam beni Semerkand’e atsın.

Süleyman, emrindeki rüzgâra, bu zâtı Semerkand’e atmasını buyurmuş ve rüzgâr adamı Kudüs'ten Semerkand'e kondurmuş.

Azrail gülmüş. Süleyman niçin güldüğünü sormuş. Azrail demiş ki:

– Cenabı Hak bana, bu akşam o kulunun canını Semerkand’de almamı emretti. Ben onu burada senin huzurunda görünce hayret ettim. Çünkü bu adam Semerkand’e iki ayda gidemezdi. Ben ise onun canını burada değil, Semerkand’da alacaktım. Bunun nasıl olacağına şaşırdım. Şimdi bu adam, kendi isteğiyle kendisini Semerkand’e attırınca bu akşam canını orada alacağım, demiş.

Bu temsil, Allah’ın kaderinden kaçmanın mümkün olmadığını belirtmek için anlatılan simgesel bir öyküdür.

Son depremde 4. katta oturan bir kişi, sallantı başlayınca koşarak evinden fırlamış ve o hızla yoldan geçen bir otomobilin altında kalıp can vermiş. Yine Erzincan depremini yaşayan bir kişi, ev sallanmaya başlayınca kendisini balkondan atmış ve yere düşüp ölmüş. Ev, sapasağlam duruyor.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş