CANLARI İZLEYİP KORUYAN MÂNEVÎ GÜÇLER (2) PDF 
Perşembe, 02 Mart 2023 00:00

CANLARI İZLEYİP KORUYAN MÂNEVÎ GÜÇLER (2)

 (...dünden devam)

Tabii bu sözü, tedbiri terk etmek gerektiği anlamına almamalıdır. Kişi elinden gelen tedbiri almakla yükümlüdür. Bazı insanlar Hz. Peygamber'e sormuşlar:

"—Yâ Resulallâh, ne dersin afsun yapalım mı? Acaba afsun, Allah'ın kaderini bizden savar mı? demişler.

—O da Allah'ın kaderlerindendir, buyurmuş." Yani hastalık nasıl Allah'ın kaderi ise onun tedavisi de Allah'ın kaderidir. Bazı etkenlerin hastalık yapmalarını takdir buyuran Allah, bazı karşı etkenlerin de o hastalığı tedavi etmesini takdir buyurmuştur. Bunların ikisi de Allah'ın takdiridir. Hastalığın çaresini aramak, Allah'ın bir kaderiyle diğer kaderini savmağa çalışmaktır, bir kaderinden diğerine geçmektir. Nitekim Şam'da veba hastalığı bulunduğunu duyunca Şam'a girmekten vazgeçip geri dönmeğe karar veren Halîfe Ömer, Şam kumandanı Ebu Ubeyde'nin:

"—Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" sözüne:

"—Allah'ın bir kaderinden diğer kaderine kaçıyoruz" demiştir.

Hasılı bu âyette insanı izleyen birtakım ruhânî varlıkların, onu belâlardan, kazalardan korudukları bildirilmektedir. İnsanın iyilik ve kötülüklerini yazan; onu kötü olaylardan, belâlardan koruyan ruhânî melekler yanında, hayâtını sürdürmesi için Allah'ın onda yarattığı koruyucu güçlere de işaret sezilmektedir. Bunlar pek çoktur. Ebu Umâme'nin yukarıda kaydedilen hadisinden de bu anlaşılmaktadır. Meselâ kanımızdaki alyuvarlar hücrelere besin götürürken akyuvarlar da vücudumuza saldıran mikroplarla savaşır, bedenimizi mikroplardan korurlar. Gözün salgıladığı su, gözü mikroplardan koruyup zararlı maddelerden temizlediği gibi gözün üstüne dikilen kirpikler ve kaşlar da gelen güneş ışığını süzer, onun göze zarar vermesini önlerler. Daha bunun gibi nice bekçiler bizim sağlığımızı ve hayatımızı korumakla görevlendirilmiştir. Bunlar Allah'ın koyduğu yasalardır.

İnsanı koruyan manevî varlıklara gelince bunların miktarını Allah bilir. Bunların on tane olduğuna dair rivayetler vardır (Câmi'u'l-beyân: 13/115; İbn Kesîr, Tefsîr: 2/505) . Sayıları hakkındaki rivayetler pek kesinlik ifade etmez. Ancak insanın üzerinde bir­takım koruyucuların bulunduğunda aslâ şüphe yoktur. İnsanın başına öyle olaylar gelir ki o olaylardan kendi iradesiyle kurtulması mümkün değildir. Bir gizli el, onu o kesin felâketten kurtarır. Çok işitiriz:

Falan yerdeki trafik kazasında dört kişi öldü, ancak annesinin kucağındaki çocuk, kırılan pencereden birkaç metre dışarıya fırlayıp hiç yara almadan kurtuldu. Yahut falan apartmanın altıncı katından düşen çocuk, burnu kanamadan kurtuldu. Arabadan birkaç metre dışarıya fırlayan çocuğu hangi kuvvet tutup da, onu paramparça olmaktan koru­maktadır? Yahut onbeş yirmi metre yükseklikten düşen çocuğu parçalanmaktan koru­yan nedir? İşte Allah'ın, insanın başına diktiği ruhanî güçler, henüz ecelini dol­durmamış o çocuğu korumakta, o insanı kurtarmaktadır. Özellikle kendisini koru­maktan âciz çocuklara, Allah'ın riâyeti ve koruması daha fazladır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş