17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN AKILDA KALANLAR -5- PDF 
Pazar, 26 Şubat 2023 00:00

17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN AKILDA KALANLAR -5-

(...dünden devam)

Allah’ın yarattığı toprağı mâ ḫulika leh’inin (yaratılma amacının) dışında kullanmak, Allah’ın yasasına baş kaldırmak demektir. İşte temel doğa yasasına karşı çıkanları, Allah’ın yasası, dipten attığı bir yumrukla cezalandırdı, beton yığınları yere indirdi. Yapıların çatılarını tabanlarına çökertti.

Yalova eskiden bir tatil kenti idi. O zaman yapılaşma ol­dukça sınırlı idi. Sonra yöne­ticilerimiz, siyasilerimiz, sırf oy hatırına Yalova’yı il yapmayı va‘dettiler. Kısa va‘deli düşünen halk da bunu kendi yararlarına sanıp bu sözü verenleri seçtiler. Yalova il oldu. Sür‘atli yapılaşma dönemi başladı. Güzelim Yalova, cennet Yalova, çirkinleşmeğe, elma bahçeleri, yerlerini beton yığınlarına bıraktı.

Doğa da harîm-i ismetine girip üstündeki peçesini kaldı­ranlardan; süsünü, zînetini soyup alanlardan öcünü aldı.

Tabii bilim adamları, depremi, yerin derin tabakalarında meydana gelen enerji boşal­masına, kırılmaya, yırtılmaya bağlarlar. Ama bunlar Allah’ın bilgisi, kaderi dışında değildir.

“Ne işte bulunsan, Kur’ân ’dan ne okusan ve siz ne iş yapsanız mutlaka biz, içine daldığınız an üzerinizde şâhidiz (her yaptığınızı görürüz). Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığınca bir şey, Rabbin(in bilgisin)den kaçmaz. Ne bundan küçük, ne de büyük hiçbir şey yoktur ki, hepsi apaçık bir Kitapta olmasın.” (Yûnus: 61)

“Gayb’ın (görünmez bilginin) anahtarları, O’nun yanın­da­dır, onları O’ndan başkası bilmez. (O) Karada ve denizde olan her şeyi bilir. Düşen bir yaprak, –ki mutlaka onu bilir,–yerin karan­lıkları içine gömülen dâne, yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir Kitapta olmasın.” (En’âm: 59)

Allah, her olayın, nerede ve ne zaman meydana geleceğini planlamıştır. Evrende başı boş, rastlantı eseri hiçbir yoktur.

İnsanın bizzat sebebolmadığı, kendi eliyle yapmadığı şeyler Allah’ın planıyla olan şeylerdir. Güneş tutulması, ay tutulması, insanın falan veya filan âileden gelmesi, renginin şöyle veya böyle olması nasıl Allah’ın kaderi ise, doğa olaylarından olan deprem de Allah’ın kaderidir. Depremi biz yaratmıyoruz, yaratan Allah’tır. Depremi biz zamanlamıyoruz, zaman­layan Allah’tır. Depremin mekânını biz belirlemiyoruz, belirleyen Allah’tır. Bunların hepsi Allah’ın kaderidir.

Bazı sözde din adamları televizyonlarda boy gösterip gûyâ din adına, Kur’ân adına ahkâm kesen, kaderi, Yaratan’ın evrene müdâhalesini kabul etmeyen, kader diye bir şey tanımayanların hoşuna gidecek biçimde konuşmalar yapıp bütün kabahati in­san­ların tedbirsizliğine, yapım hatâlarına bağladılar. Materyalist zih­niyet­teki bu açıklama, büyük bir yanlıştır, din adamına yakışmaz. Elbette insanların tedbirsizliğinin, müteahhitlerin, onlara ruhsat verenlerin kabahatleri vardır ama bütün günâhı onlara yıkmak, Allah’ın kaderine hiç rol tanımamak yanılıştır. Acaba üç dört gün önce vuku bulan güneş tutulmasının ardından neden deprem oldu da başka bir zaman olmadı? Neden herkesin derin uykuda bulunduğu gecenin saat 3’ünde oldu da insanların, genelde evlerinin dışında olduğu bir zamanda olmadı? Neden fay kuşağındaki Adapazarı, İzmit, Gölcük, Yalova, Bursa, İstanbul-Avcılar, Kahramanmaraş, Hatay, Urfa, Diyarbakır, Malatya ve Elazığ’da oldu da aynı kuşakta bulunan başka bir yerde olmadı veya bu kadar sarsıcı olmadı?

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş