17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN AKILDA KALANLAR -4- PDF 
Cumartesi, 25 Şubat 2023 00:00

17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN AKILDA KALANLAR -4-

 (...dünden devam)

“Yapmadık mı biz, Arzı bir beşik, dağları birer kazık?” (Nebe’: 6-7) âyetlerinde Allah’ın, arzı beşik yaptığı, dağları da, arzı sar­sıntıdan korumak üzere kazık gibi çaktığı buyurulmaktadır. Dağ­lar, düz bir alana çakılmış birtakım kazıklar görünümü verdiği için kazıklara benzetilmiştir. Kazık, çadırın sağlam durması için temel görevi görür. Dağların da Arz binâsının korunması için böyle bir temel işlevi gördüğü anlaşılmaktadır. “Onları sarsar diye yeryü­zünde yüksek dağlar yarattık” âyetiyle de yer’in, üzerindeki can­lıları sarsmaması için üzerine kazık gibi yüksek dağların yerleş­tirildiği belirtiliyor. Dağlar, Arzın merkezinden dışa doğru patlamaların oluşturduğu yükseltilerdir. Bu yükseltiler bir ölçüde Arzın patla­malarını baskılar. Bu patlamaların daha çok sarsıntı yapmasını önler.

Bu ve benzeri âyetlerde önemli bir jeolojik gerçeğe işaret edilmektedir: Kayalardan oluşan dağların temeli sağlamdır. Bundan dolayı dağlarda yapılan evler, sarsıntılara daha dayanıklıdır. Nite­kim 17 Ağustos 1999’da meydana gelen, merkez üssü Gölcük olup Marmara Bölgesini şiddetle sarsarak binlerce binanın yıkılmasına neden olan depremde, dağlık mıntıkadaki evlere bir şey olmamış, düz arazideki binalar yıkılmış veya büyük ölçüde hasar görmüştür. İşte Kur’ân’ın, çeşitli münasebetlerle “Dağların yerin kazığı ol­duğu” söyleminde bu jeolojik gerçeğe işaret vardır.

Madem ki dağlar sağlam yapılıdır. Öyle ise yerleşmeğe müsait yerler oralardır. Eski insanlar bilerek veya savunma gibi başka nedenlerle evlerini dağlık bölgelere yapmışlar, kentlerini ovalara değil, dağların üstüne kurmuşlardır.

Bakınız Kur’ân’ın işaret ettiği gerçeği, Hz. Îsâ da şöyle ifade etmiştir: “Öyle ise bu sözlerimi işitip uygulayan herkes evini kaya üstüne kuran aklı başında adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırırlar. Ama ev yıkılmaz. Çünkü temeli kaya üstüne atılmıştır. Bu sözlerimi işitip de uygulamayan herkes, evini kum üstünde kuran aklı kıt adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırırlar. Ev yıkılır; hem de yıkımı korkunç olur.” (Matta: 7/24-27)

Hem Kur’ân’ın, hem de bilimin belirttiği bu gerçeğe karşın biz, ataların yerleşimini beğenmedik, onların dağlara kurdukları kentleri düz araziye indirdik, üstelik “Patates yetişeceğine, üretim yapılsın” sloganıyla ziraat için yaratılmış olan o güzelim top­rakları fabrikalarla, apartmanlarla doldurduk.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş