Güzel konuşmak, bedduadan uzak durmak
Cumartesi, 02 Haziran 2012 00:00

Güzel konuşmak, bedduadan uzak durmak

Sayın hocam, önce selam sevgi ve saygılarımı sunar hayırlı günler dilerim. Bizler insanız, hepimiz ebetteki bazı hatalar yapmışızdır, bir yakınım durmadan hem de yakınına Allah belasını versin diye intizar edip duruyor, ben bunun doğru olmadığını söyledim, ama bizim hoca diyebilirsiniz dedi diyor, hem ömür boyu dargın kalmak, hem de ufak tefek sebeplerle düşmanlık yapılmak bir Müslüman’a yakışmayacak işlerdir, dedimse de dinletemedim, bu konuda sizin de fikrinizi almak istiyorum. Bir Müslüman her gün “Allah belasını versin Allah kahretsin” diyebilir mi? Size saygılar sunar sıhhatli yaşantılar dilerim. Hidayet Koçak

Cevap: Beddua etmek, bela ve lanet okumak Müslüman’a yakışmaz. Cenabı Hak Kur'ân'da: Haksızlığa uğramadıkça açıkça kötü söz söylemek, yani sövmek, beddua etmek, bela okumaktan hoşlanmadığıbildirmektedir. "Allah, kendisine haksızlık edilen dışında (hiç kimse tarafından) açıkça kötü söz söylenmesini sevmez. Doğrusu Allah, işitendir, bilendir." (Nisa: 148) Cenabı Hak, Firavun'u hakka çağırmak üzere görevlendirdiği Hz. Musa ve Hz. Harun'a; doğru yola gelmesi için ona yumuşak, tatlı söz söylemelerini emretmiştir. Ayrıca Kur'ân, kişinin kendisini en güzel biçimde savunmasını, böyle davrandığı takdirde düşmanının dahi kendisine dost oluvereceğini buyurmuştur.

Bir hadiste: "Sevdiğini ölçülü sev; bir gün düşmanın olabilir; düşmanına da ölçülü davran, bir gün dostun olabilir" buyurulmuştur. Kur’ân’a göre:

“İnsanlara güzel söz söyleyin…” (Bakara: 83),

“İnsanların iç­lerine işleyecek (onları etkileyecek) güzel söz söyle!” (Nisa: 63)

“Güzel bir söz (söylemek) ve affet­mek, peşinden eziyet ge­len sadaka­dan iyidir.” (Bakara: 263)

Kullarıma söyle: En güzel sözü söylesin­ler (puta tapanlara sert davran­masınlar). Çünkü şeytan aralarına girer (onları tartışmaya ve kavgaya dürtük­ler). Doğrusu şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” (İsra: 53)

Kötülüğü en güzel şeyle sav. Biz onların (seni) nasıl vasıflandıracaklarını biliyoruz.” (Mü’minun: 96)

“İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) En güzel olan şeyle sav. O za­man bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulu­nan kimse, sanki sı­cak bir dosttur.” (Fussilet: 34)

İnsan, hayra du'â eder gibi, şerre du'â etmekte(hayrı ister gibi şerri istemekte)dir. İnsan pek acelecidir.”(İsra: 11)

İsrâ11’nci âyette aceleci olan insanın, hayrı ister gibi şerri (kötülüğü) istediğini vurgulamaktadır. İnsanın şer istemesi, bunaldığı zaman kendi aleyhine duâ edip lânet okumasıdır. İnsan bunalınca: "Âh, ölsem de kurtulsam!" der. Yahut çoluk çocuğuna, akrabasına bedduâ eder. Hâlbuki o istediği şey kendi lehine değil, aleyhinedir. Allah göstermesin, ölümünü istediği çocuğu veya yakınları onun dediği gibi ölse, yine kendisinin içi yanar, ağlar, sızlanır. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Canınız ve malınız aleyhine duâ etmeyin. Sonra Allah'ın kabul saatine rastlarsınız da duânızı kabul eder" (İbn Kesîr, Tefsîr: 3/27; Müslim, Zühd: 74; Ebû Dâvûd, Vitr: 27) buyurmuştur.

Bazen insan, bizzat kendi aleyhine olacak bir şeyi hayır sanarak ister, olması için duâ eder, yalvarır, olmayınca üzülür. Gerçekte onun olması, kendi aleyhinedir, olmaması lehinedir. Ama insan, işlerin içyüzünü bilmediği için farkına varmadan aleyhinde olacak şeyleri ister. Hayrı istediği gibi o şerli şeyi de hayır sanarak ister.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş