HACI MUHARREM HİLMÎ EFENDİ (1294-1384 H/1878-1964) -5- |
Cumartesi, 03 Aralık 2022 00:00 | |||
HACI MUHARREM HİLMÎ EFENDİ (1294-1384 H/1878-1964) -5-(...dünden devam) Yine bu anlamda: "Kalmadî artık tarîkat içre dünyâda revâc Şimdi âlınûr azîzim ehl-i tarîkten harâc" dizeleriyle başlayan manzûmesinde şeyḫlik kisvesi altında zavallıları soyan, tasavvufu bir dünyâ metâ‘ı haline getiren müteşeyyiḫleri (şeyh taslaklarını) taşlamaktadır. Mürîdlerine öğütü şudur: Emr-i Hakk'a i‘tinâ kıl Hazreti Allah yeter Tafvîz et cümle umûrun Hazreti Allah yeter Her hususta Ol sanâ mû‘în olur bil şüphesiz Sıdk ilê gel ôku Kur'ân sapma bû yoldan sakın Her şeyin fevkindedir bil Hazreti Allah yeter Korkma düşmandan dilâ Hak hıfzeder mutlak seni Müstakîm ol râh-i Hak'ta Hazreti Allah yeter Etme hiç şek kudretînê yok nihâyet âyık ol Sırrıveş beklê kapûsun Hazreti Allah yeter Beş vakit namazdan ayrı olarak özellikle teheccüd namazına devam etmelerini, şerîate bağlı kalmalarını, dedikodu etmemelerini, elleri işte olsa da gönülleriyle Hakk'ı zikirde olmalarını tavsiye ettiği mürîdleri, hoşgörülü, irfân sâhibi ergin insanlar olmuşlardır. Onun tarîkati bir bağnazlık yuvası değil, bir irfân sofrası olmuştur. 9 Aralık 1964 tarihinde vefatı üzerine düşürdüğümüz tarih manzumesi, kabir taşına yazılıdır: Zâirâ bak ibret al bir, burdaki Hakâşinâ Kutb-i aktâb-ı zamândır vârisün li’l-enbiyâ Bir ömür verdî tamam ilm-i ledün tahsîline Durmadan yandı, yakıldı aşk-ı Hak’la dâimâ Pîr-i Nakşî, Kädir-ü Şettâridir hem Şazelî Kendine vermiş icâzet dört tarîkten evliyâ İlm-i zâhir, ilm-i bâtında misâlî yok idî, Tâlibânı ders alırdı, sâlikân feyz-ü likä Hazretîne gamlı gîren çîkar îdî bî-keder Rehnümaydı, mehlikaydı, âşık-ı Hak dil-küşâ Hak için hizmet onun hiç kanmayan arzusudu Géce gündüz bâbına eyler idî halk ilticâ En nihâyet “Küllü nefsin” şerbetinden nûş edip “İrci‘î” emriyle buldū vuslat-i dâr-i bakā Bir ferah bir neş’e vardī âlem-i ervâhta Bağlayıp el karşılâdī Sırrıyâ ehl-i safā Mü’minîn birbîrine “Gittî!” deyip ağlādılar “Hâcı Muharrem Efendi, terk edip hoş bir sedâ Evliyâdan on ikî zât çıktı târîhin dedi Ol velî geldî sanâ “fağfir lehû” yâ Rabbenâ Son dizedeki Osmanlıca (فاغفر له fağfir lehû) harflerinin sayısal değer toplamı, vefat tarihini vermektedir. ***
|