TARÎKAT PÎRLERİ VE TARÎKATLERİ: BEKTÂŞÎLİK VEYA BEKTÂŞİYYE (5) PDF 
Pazartesi, 14 Kasım 2022 00:00

TARÎKAT PÎRLERİ VE TARÎKATLERİ: BEKTÂŞÎLİK VEYA BEKTÂŞİYYE (5)

(...dünden devam)

Âyet-i kerimeyi delil getiriyor. Şeytan fiili dediği de âyetin tercümesidir. (min ‘ameli’ş-şeytân) Tam olarak, aynen tercüme ediliyor.

(Pes imdi azîz-i men! Bir damla süçi bir kuyuya damduğiçün, takvî ehli kavlınca o kuyunun suyunu hep arıtmak gerek imiş ve ol suyun döküldüği yirde biten otı koyun otladuğiçün eti haram oldu; niçün? Sebebi, içinde şeytan fi'li olduğıçündür. Pes vay sana kim, içünde kibr-ü hased, buğz-u adâvet, tama’, öfke ve kahkaha ve maskaralık; bunlardan maadâ daha nice dürlü şeytan fi'li içünde olsa, suyıla yunub nite arınasın?) İçinde kibir, hased (çekememezlik), kızgınlık, düşmanlık, öfke, kahkaha ve alay etme gibi kötü huylar varken, dışarıdan yunmakla nasıl arınabilirsin?» diyor. (Makâlât, s. 9-10)

(Kul Allah-u Taâlâ Hazretleri'ne ericek) Erenlerden olacak, evliyâdan olacak. Nasıl olacak?.. (Dört kapıyı aşıcak, kırk makamdan geçicek, elvâsıl ilallah olacak.) Yâni, Allah'a ulaşmış has kullardan, evliyâullahtan olacak. Bu kırk makamın onu, şeriat kapısı içindedir, onu tarikat kapısı içindedir, onu ma'rifet kapısı içindedir, onu hakîkat kapısı içindedir.» diyor. Bunu bil­mezseniz, Yunus'u da anlayamazsınız. Yunus'un şiirlerinde de bu var aynen...

Gerçi doğrudur; ma'rifet ehli mutasavvıflar, şeriat ehlini aşağı seviyede kalmış insanlar olarak görmüşlerdir. Hacı Bektâş-ı Velî de öyle diyor. Yâni, "İnsanlar sırf bu seviyede kalırlarsa, yetmez. Kırk makamı geçmeden sonuca ulaşılmadığı gibi, aşağıdaki makamları da yapmasa olmaz, yukarıdakileri de yapmasa olmaz. Şeriat seviyesinde kalır; tarikatın, ma'rifetin, hakîkatın makamlarını geçemezse... O güzel huyları benimse­miş, o eğitimi görmüş olmazsa vasıl olamaz (Allah'a eremez). Şeriatın işlerini yapmazsa, yine vasıl olamaz!" diyor.

Bektâşî Tarikatının temelini dört kapı inancı oluşturur. Bunlar: şerîat, tarîkat, hakîkat ve ma‘rifet kapılarıdır. Şerîat kapısı, Pey­gamber’in ve Ehl-i Beyt’in yolundan gitmektir. Tarîkat kapısı, bir şeyhe bağlanmaktır; bu kapıdan girenlerin elinden, belinden ve dilinden kötülük çıkmamalıdır. Hakîkat ka­pısında, olgunlaşma yolunda ilerleyen Bektâşî, evrenin sırlarını öğrenir, mutlak güzelliği görür, Allah’ı tanır. Bektâşî bu kapıdan geçince, bütün insanları sever. Ma‘rifet kapısından geçen derviş, âlem-i ilme (bilim âlemine) girer. Burada ilme’l-yakîn (bilgi ile bilme), ‘ayne’l-yakîn (görerek bilme), hakka’l-yakîn (gerçeğin içinde yaşama; Allah’ta yok olma) diye üç bilgi mertebesi vardır. Bu aşamalar görme, bilme ve olma kelimeleriyle de anlatılır. Son aşamada derviş, nefsini tamamen yitirerek Allah’a ulaşır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş