ZÂHÎRÎ VE BATINÎ İLİM (5)

(...dünden devam)

Bu ilimler, kitâplara yazılamaz, Allah'ın, bu ilimlerden bir parça verdiği kimse de bunları, ehlinden başkasına söyleyemez. Bu ilim, Peygam­ber(s.a.v.)in şu sözüyle işâret ettiği gizli ilimdir: "إنَّ مِنَ الْعلمِ كَهَيْئَةِ الْمَكْنُونِ لا يَعْرِفُهَا إلاَّ الْعُلَمَاءُ بالله، فَإذا نَطَقُوا ينكره أهل الغرّةِ.: İlimler içinde öyle bir ilim var ki onu, Allah'ı bilmeğe ehil olanlardan başkası bilmez. Onlar onu söyledikleri zaman da Allah ile aldananlardan başkası ona karşı câhillik etmez (akılsızca davranıp karşı çıkmaz). Allah'ın, katında ilim verdiği bir âlimi küçük görmeyin. Zira Allah onu küçük görmemiş ki ona ilmi vermiş"
(Deylemî, Müsned’inde Ebu Hüareyre’den tahricetmiştir. Bkz. Kenzu’l-Ummâl: 10/181; Ebcedu’l-Ulûm: 2/153. Benzerini epey ilâve ile Sülemî, el-Erbaîn'de zayıf bir senedle Ebû Hüreyre'den rivâyet etmiştir:

“إنَّ مِنَ الْعِلْمِ كَهَيْئَةِ الْمَكْنُونِ لاَ يَعْلَمُهُ إلاَّ أَهْلُ الْمعْرِفةِ بِاللهِ تَعَالَىِ؛ فَإذَا نَطَقُوا بِهِ لَمْ يَجْهَلْهُ إلاَّ أَهْلُ الاِغْتِرَارِ بِالله تعالى. فَلا تَحْقِرُوا عَالِمًا آتاهُ الله تَعَالَى عِلْمًا مِنْهُ. فَإنَّ الله عَزَّ وَ جَلَّ لَمْ يَحْقِرْهُ إذْ آتَاهُ إيَّاهُ: İlimler içinde öyle bir ilim var ki onu ancak, Allah’ı bilmeğe ehil olanlar bilir. Onlar onu söyledikleri zaman da Allah ile aldananlardan başkası ona karşı câhillik etmez (akılsızca davranıp karşı koymaz). Allah’ın, katından ilim verdiği bir âlimi küçük görmeyin. Zira Allah onu küçük görmemiş ki ona ilmi vermiş.”(Irâkî, İhyâu' Ulûmi'd-dîn kenârında: 1/34-35) Uydurma olduğu, kullanılan terim ve üslûptan bellidir.).

Mükâşefe ilmine, Hz. Peygamber'in: "مَنْ عَمِلَ بِمَا عَلِمَ وَرَّثَهُ الله عِلْمَ مَا لَمْ يَعْلَمْ: Kim bildiğiyle amel ederse, Allah onu, bilmediği ilimlere vâris kılar" (Sülemî, el-Fark beyne ilmi'ş-şerîati ve'l-hakîkati, varak: 140 b) hadîsine istinâden "Verâset ilmi", " آتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَ عَلَّمْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْمًا : Biz ona katımızdan bir rahmet verdik ve ledünnümüzden bir ilim öğrettik" (Kehf: 65) âyetine istinâden ledünnî ilim (العِلْمُ اللَّدُنِّي ) de denir.

(devamı yarın..)