KERÂMET (3) PDF 
Pazar, 25 Eylül 2022 00:00

KERÂMET (3)

(...dünden devam)

Başka sahabîlerin de birçok kerametleri anlatılmaktadır.

Yine Buhârî'de bulunan bir hadîste üç kişinin yolda giderken bir mağaraya sığındıkları, bir kayanın yuvarlanarak mağaranın kapısını tuttuğu ve içerde mahsur kalanların duâsıyla mağaranın ağzını tutan kayanın açılıp bunlara yol verdiği nakledilmektedir.

Bütün bunlar, kerametin hak olduğunu kesinlikle isbat eder. Yalnız keramet sahibinin, şeriatin her emrine itaatkâr olması lâzımdır. Yoksa sırf elinden olağanüstü bir şeyin meydana gelmesi, bir kimsenin Allah katında mutlaka makbul insan olduğunu göstermeğe yetmez. Zira riyazet yoluyla bazı Hind müşrikleri dahi böyle harikulâde şeyler yapabilirler.

Harikulâde bir şey Allah'ın Resulünün elinde zuhur ederse mu'­cize, onun sünnetine bağlı, mü'min, salih bir kimsenin elinde zuhur ederse kerâmet, başka bir kimsenin elinde zuhur ederse istidrac sayılır.

Onun içindir ki büyük veliler mümkün olduğu kadar kerametlerini gizlemeğe çalışmışlar, kerâmet göstermeği bir meziyet değil, kadının hayz görmesi gibi ârızî bir şey saymışlardır. Onlara göre: "Peygamberlere mu'cize izhar etmek nasıl farz ise velîlere de kerâmeti gizlemek öyle farzdır" (Câmî, Nefehâtu'l-Uns, varak: 25a. İlâhiyat Fakültesi Kütüphanesi, No. 634).

Peygamberlerle veliler arasında harikulade olay bakımından şu fark vardır:

Peygamberler, Allah'ın kendi ellerinde yarattığı mu'cizeyi göstermekle mükelleftirler. Bunu gizledikleri takdirde Allah'a isyan etmiş olurlar. Zira mu'cize, peygamberliğin bir delilidir. Mu'cize göstermekle peygamber, insanlara peygamberliğini isbat ettiğini açıklar ve onların kendilerine inanmalarını, aksi takdirde ikaba dûçar olacaklarını söyler.

Velinin ise kerametini gizlemesi makbuldür. Keramet ile kimseye veliliği hususunu isbata kalkışmaz. Sırf nefsinin mutmain olmasına çalışır. İnsanları irşad maksadıyla kerâmet gösterilebilir fakat dünya menfaati için keramet göstermek, Allah'a isyan etmektir.

Velî için her şeyin başında emir ve nehye uymak gelir. Ebu Yezîd al-Bestamî'ye demişler ki:

— Falan adamın gece Mekke'ye gittiği söyleniyor.

— Şeytan da bir anda doğudan batıya gidiyor ama Allah'ın lâneti içindedir, demiş.

Yine demişler ki:

— Falan suda yürüyor.

— Balıklar suda, kuşlar havada bu işi daha güzel yapıyor, demiş. Ve demiş ki:

— Adam seccadesini suya serse, hava üzerinde bağdaş kurup otursa emir ve nehye uyup uymadığına bakmadan ona aldanmayınız" (Serrâc, al-Luma', s. 400).

Keramete inanmak, ehli sünnetin itikad esaslarındandır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş