KERÂMET (2) PDF 
Cumartesi, 24 Eylül 2022 00:00

KERÂMET (2)

(...dünden devam)

Ve nihayet kerametin en kesin delili, Süleyman'la Belkis vak­'asında verilmektedir; Hz. Süleyman, Sebâ melikesi Belkis'i yanına çağırır. Rivayete göre Hz. Süleyman o sırada Şam'da veya o civarda bulunmaktadır. İkisi arasında aşılacak uzun bir mesafe vardır.

Hz. Süleyman, henüz Belkis huzuruna gelmezden önce onun tahtını getirtmek ister. Onun için topladığı meclisin üyeleriyle konuşur:

"Ey cemaat! Onlar bana teslim olarak gelmelerinden önce hanginiz onun tahtını bana getirebilir?" dedi. Cinlerden bir ifrît: "Sen daha yerinden kalkmadan ben onu sana getirebilirim, bunu yapacağıma eminim" dedi. Kendisinde kitaptan bir bilgi bulunan kimse (bilginlerin çoğunluğuna göre, bu zat, Süleyman'ın veziri Âsaf ibn Berhiyâ'dır), dedi ki: "Sen gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm". (Süleyman), tahtı yanına konulmuş görünce: "Bu, Rabbımın lütfundandır. Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak istiyor..." dedi" (Neml: 38-40).

Şimdi burada tâ Sebâ'dan Belkis'in tahtını bir göz açıp yumma süresi içinde Hz. Süleyman'ın yanına getiren kul, peygamber değil, Hz. Süleyman'a tabi olan bir insandır. Süleyman'ın ümmeti içinde böyle olağanüstü şeyler yapabilen kimse olur da Muhammed ümmetinde olmaz mı?

Buhârî'de bulunan bir hadîslerinde Hz. Peygamber şöyle diyor: “إنَّهُ كَانَ فِي الأُمَمِ قَبْلَكُمْ مُحَدَّثُونَ، فَإنْ يَكُنْ فِي أُمَّتِي فَعُمَرُ: Sizden önceki milletlerde muhaddes(kendisine ilhâm olunan kimse)ler vardı. Benim ümmetimde de varsa —ki elbette daha çok vardır— Ömer'dir" (Buhârî, Fezâilu's-Sahâ­be: 6; Enbiyâ: 54; Müslim, Fezail: 23).

Hz. Ömer'in Medine'de hutbe okurken Nihavend'de çarpışan İslâm ordusunun arkadan çevrildiğîni görüp, ordu kumandanına "Ya Sâriye el-Cebel el-Cebel: Ey Sâriye dağa bak, dağa!" diye bağırdığı ve bu sesi Nihavend'e duyurduğu meşhurdur.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş