UYDURMA RİVÂYETLER (3) PDF 
Cumartesi, 03 Eylül 2022 00:00

UYDURMA RİVÂYETLER (3)

(...dünden devam)

Yahudîler, Allah'ın Resulüne çeşitli şekillerde ḫıyanet etmişler, onunla yaptıkları ittifakı bozarak Müslümanların düşmanlarıyla birleşip Müslümanları imha etmeğe çalışmışlar, müşrikleri, Allah'ın Resulüne ve Müslümanlara karşı kışkırtarak Hendek Vak'asının çıkmasına, Müs­lümanların bir ay kadar kuşatılmasına sebebolmuş, daha önce kendi peygamberlerine yaptıkları kötülüklerden daha fazlasını Hz. Peygam­ber'e yapmaya kalkmışlardır. İşte yüce Allah, yukarıdan beri Yahu­dîlere, kendi kitaplarında okudukları olaylardan misaller vererek zul­mün, çekememezliğin, hasedin kötülüğünü hatırlattıktan sonra Allah'ın Resulüne karşı gelen, onunla savaşan, yeryüzünde fesad çıkaran kim­selerin öldürüleceğini, asılacağını, ya da sürüleceğini ihtar etmektedir. Allah ve Resulü ile savaşanların, yeryüzünde bozgunculuk yapanların âkıbeti budur. Bu bir ihtardır, ileride vuku bulacak bir cezaya işarettir. Nitekim Allah'ın Resulüne suikast hazırlayan Nadîr Oğulları, yurt­la­rından sürülmüş; Ahzâb Savaşında Müslümanlara hıyanet eden Ku­rayza Oğullarının savaşan erkekleri öldürülmüş, kadınları ve çocukları esir edilip satılmıştır.

Âyetlerin bağlamından anlaşıldığına göre bu âyetler, henüz Ya­hudilerin Medîne’de toplu bulundukları sırada inmiştir. Çünkü on­ların istikballerine işaret etmektedir. Zaten bağlam da Yahudilerle ilgilidir. Herhalde bir yandan kendileri Peygamber’in gelişmekte olan devletini el altından yıkma planları yaparken, bir yandan da etki alan­larında kalan kişi ve kabîleleri, Peygamber’e karşı savaşa kışkırtmakta idiler. Nite­kim Hendek Savaşı da Yahudilerin kışkırtmasıyla olmuştu.

33’ncü âyette muzâri‘ (geniş zaman) kipi kullanılmıştır. Bu ifâde, sözü edilen kişilerin eylemlerinin olup bitliğini değil, sürdüğünü gös­terir. Yani bu kişiler çobanı öldürüp develeri götürmekle iş bitmiş, geride kalmış değildir. Allah ve Elçisiyle savaşlarını, yeryüzünde boz­gunculuklarını devam ettirmektedirler. Demek ki âyetin kastı, develeri götürmüş olan yoksul Ureyneliler, ya da Ukl'lüler, ya da Fezareliler değildir. Çünkü onların eylemi bir defa olup bitmiş, artık geride kal­mıştır. Zaten öyle cılız ve yoksul birkaç kişinin, sarsılmaz orduya sahip güçlü bir devlete karşı savaşa girmesi ve bunu da sürdürmesi söz ko­nusu olamaz.

Âyette muzâri' (geniş zaman kipi) kullanılmıştır: “Âyetin har­fiyen anlamı şöyledir: “Onlar ki Allah ve Elçisiyle savaşırlar ve yer­yüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onların cezası öldürülmeleri, yahut asılmaları, yahut ellerinin ve ayalarının çapraz kesilmesi, yahut sürgün edilmeleridir!”

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş