TASAVVUFUN ANA KONULARI (10) |
Perşembe, 21 Temmuz 2022 00:00 | |||
TASAVVUFUN ANA KONULARI (10)(...dünden devam) Anladın ki, Allah, her vechin inniyyetindedir. Her inanç sahibi, inancında isabet etmiştir ve her isabet eden de sevab alır, her sevap alan da said(mutlu)dir ve her said ise kendisinden razı olunmuştur" (Fusûs: 1/113 'Abdullah Bosnavî Şerhi, 1/580 ve devamı, Dâru't-tıbaâti'l-'Âmira). Onun için bütün kâinatı Allah'ın isim ve sıfatlarından ibaret gören insan-ı kâmil, bütün itikadların camiidir. عقد الخلائق فى الإله عقائدًاوأنا اعتقدت جميع ما عقدوه. "Yaratıklar, Tanrı hakkında çeşitli inançlara bağlandılar. Ben ise onların bütün inandıklarına inandım" (Fusus: 2/289). İbnu'l-Arabî'nin talebesi, Sadreddin Konevî de Fatiha tefsirinde hocasının varlık birliği fikrini işlemiş ve onun dinlerin birliği görüşüne ulaşmıştır: "Büyükler Zat tecellîsine mazhar, cem' birliği mertebesindedirler. Onlar bir zevke, bir inanca bağlanıp kalmazlar. Her zevk sahibinin zevkini ve her itikad sahibinin itikadını kabul ve tasdik ederler. Bu tecellî bir bakıma her itikadın aynıdır" (Konevî, İ'câz, varak 16 a, b ). İbnu'l-Arabî şöyle diyor: Varlığın tamamı gerçekte birdir. Allah ile beraber başka bir şey yoktur. Bunun için: "Kalbi olup kulak veren ve gören” (Kaf: 37) âyetine işaret edip, “Allah vardı, kendisiyle beraber hiçbir şey yoktu" (İbnu Hibbân, Hakim ve İbn Ebi Şeybe Bureyde'den rivayet etmişlerdir (Keşfu’l-hafâ: 2/130)) sözü ne güzeldir! Gören O'dur. O, şimdi, önce olduğu gibidir. Bu anda da O, O'dur. O zamanda da O, O idi. Sonra da O, O'dur. Şimdi biz mevcuduz, bizi var etti; gizli açığa çıktı ve açık gizlendi. Sonra yine açığa çıkacak, yine gizlenecek, böyle devam edip gidecektir. Kitap ve Sünneti araştırırsan, ebedî olan Bir'den başkasını bulamazsın. O, O'dur. O, ebeden kaybolmakta devam etti. Gerçeğe eren bilginler şu noktada birleştiler ki, Allah, bir şahsa bir surette iki defa görünmez. (Her şahsa başka başka suretlerde tecellî ettiği gibi bir şahsa da her an başka başka suretlerde tecellî etmektedir). İşte bu, Hû(O)nun genişlemesidir. Ebu Talib demiştir ki: "Misli gibi bir şey olmayanı ancak misli gibi bir şey olmayan görebilir, başkası göremez. O halde gören, görülenin aynıdır" (Kitabu'l-Celâle, vrk. 57 b-59a). (devamı yarın..)
|