NAFAKA (2) PDF 
Cuma, 06 Mayıs 2022 00:00

NAFAKA (2)

(...dünden devam)

“261- Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her başa­ğında yüz dâne olmak üzere yedi başak veren bir dânenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah(ın lütfu) geniştir, (O) bilendir. 262- Mallarını Allah yolunda verip de sonra verdiklerinin ardından başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin, Rableri katında ödülleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 263- Güzel bir söz (söylemek) ve affetmek, peşinden eziyet gelen sadakadan iyidir. Allah, zengindir, halîm­dir. 264- Ey inananlar, insanlara gösteriş için malını verip Allah’a ve âhiret gününe inanmayan adam gibi, başa kakmak ve eziyet etmekle sada­kalarınızı boşa çıkarmayın. Öylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan şu kayaya benzer ki, bir sağanak indi de (üstündeki toprağı silip süpürerek) onu sert bir taş halinde bıraktı. (Böyleleri,) Kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allah, kâfir toplumu doğru yola iletmez. 265- Allah’ın rızâsını kazanmak ve ruhlarındaki(imâ)nı kökleştirmek için mallarını harcayanların durumu da tepe üzerinde bulunan bir bahçeye benzer ki, bol yağmur değince ürününü iki kat verdi. Yağmur değmeseydi bile çisenti olurdu. Allah yaptıklarınızı görmektedir. 266- Biriniz ister mi ki, kendisinin altından ırmaklar akan, içinde her çeşit meyvesi bulunan, hurmalardan ve üzümlerden oluşmuş bir bahçesi olsun; kendisinin üstüne tam ihtiyarlığın çöktüğü, âciz çocuklarının da bulunduğu bir sırada birden ateşli bir kasırga gelsin de bahçeyi yakıp kül etsin? Allah, düşünesiniz diye size âyetleri böyle açıklıyor. 267- Ey inananlar, kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardığımız ni‘metlerin iyilerinden (Allah için) verin, kendiniz (utandığınızdan ve iğrendiğinizden dolayı) göz yummadan alamayacağınız kötü şeyleri sadaka vermeye kalkmayın. Bilin ki Allah zengindir, övülmüştür. 268- Şeytân sizi fakîrlikle korkutur, (fakîr düşe­ceğinizi söyleyerek sadaka vermekten geri kalmanızı ister) ve size çirkin şeyleri yapmayı emreder. Allah ise size kendi tarafından bağışlama ve lütuf va’adediyor. Şüphesiz Allah(ın lütfu) geniştir, (O) bilendir. 269- Hikmeti dilediğine verir. Hikmet verilen kimseye çok hayır verilmiştir. Bu­nu ancak sağduyu sâhipleri düşünüp anlar(lar). 270- (Allah için) Yaptı­ğınız her harcamayı, yahut adadığınız her adağı Allah bilir. Zâlim­lerin yardımcısı yoktur. 271- Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Eğer onları gizleyerek fakîrlere verirseniz bu, sizin için daha iyidir ve sizin günâhlarınızdan bir kısmını kapatır. Allah yaptıklarınızı duyar. 272- (Ey Muhammed) Onları yola iletmek sana düşmez, dilediğini doğru yola ileten Allah’tır. Verdiğiniz her hayır, kendiniz içindir. Çünkü yalnız Allah’ın rızâsını kazanmak için veriyorsunuz. Verdiğiniz her hayır, size tastamam verilir ve hiç hakkınız yenmez. 273- (Sadakalar) Şu fakîrlere mahsustur ki, Allah yolunda kapanıp kalmışlardır. Yeryüzünde gezip dolaşamazlar. Bilmeyen, utangaçlıklarından dolayı onları zengin sanır. Onları sîmâla­rından (yüzlerinden) tanırsın. Yüzsüzlük edip insanlardan istemezler. Yap­tığınız her hayrı Allah bilir. 274- Mallarını gece gündüz, gizli ve açık Allah yolunda verenlerin ödülü Rableri yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 275- Ribâ yiyenler, ancak şeytânın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: ‘Alışveriş de ribâ gibidir.’ demelerinden ötürüdür. Oysa Allah, alışverişi helâl, ribâyı harâm kılmıştır. Kim Rabbinden gelen öğüte uyarak (ribâdan) vazgeçerse, geç­mişte olan kendisinindir ve işi de Allah’a kalmıştır. (Allah onu affeder). Kim tekrar (ribâya) dönerse onlar ateş halkıdır, orada ebedî kalacak­lardır. 276- Allah, ribâyı mahveder, sadakaları artırır. Allah, hiçbir günâhkâr nankörü sevmez.” (Bakara: 92/261-276)

“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız tam olarak size ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfâl: 93/60)

“Küçük, büyük bir masraf yapmaları, bir vâdîyi geçmeleri, mutlaka onların lehine yazılır ki Allah onları, yaptıklarının en güzeliyle mükâfât­landırsın.” (Tevbe: 113/121)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş