KÜFÜR VE İSYÂN (5) PDF 
Çarşamba, 23 Mart 2022 00:00

KÜFÜR VE İSYÂN (5)

(...dünden devam)

Burada “Allah kimi saptırmak isterse” cümlesi, her şeyin Allah’ın yasaları içinde olduğunu belirtmektedir. Kişinin gönlünün İslâm'a açılması, içindeki düşüncelerin, karşıtlarına ağır basmasıyla; sapıklıkta kalması da yine içindeki düşüncelerin, karşıtlarına ağır basmasıyla olur. Bunların hepsi, Allah’ın yasaları çerçevesinde oluşur. Yasalar Allah’ındır ama insanda bir isteme ve düşündüğünü seçme özgürlüğü vardır. İnsan isterse Allah onun gönlünü iman tarafına yöneltir. İnsan istemez, çaba harcamazsa Allah onu, girdiği sapıklık içinde bırakır. Allah’tan başka kudret ve yönetim sahibi yoktur. Resûlullah (sav), kendisine Allah’ın, mü’minin göğsünü nasıl açtığı sorulunca şöyle buyurmuştur:

“– Kalbine bir nûr atar, kalbi İslâm ile sevinir, ferahlık duyar.

– Bunun tanınacak bir belirtisi var mıdır? dediler.

– Bunun belirtisi, ebediyyet yurduna yönelmek, aldanma yurdundan uzak durmak, ölmezden önce ölüme hazırlanmaktır, dedi.” (Taberî, Câmi‘u’l-Beyân: 8/26)

"De ki: 'Allah’tan başka, bize ne yarar ne zarar vermeyen şeylere mi yalvaralım? Ve Allah bizi doğru yola ilettikten sonra, ökçelerimiz üzerinde (eski durumumuza) döndürülüp; şeytânların, ayartarak şaşkın bir halde çölde bıraktıkları; arkadaşlarının ise ‘Bize gel!’ diye doğru yola çağırdıkları kimse gibi (şaşkın bir duruma) mı düşelim?' De ki: 'Yol gösterme, ancak Allah’ın yol göstermesidir. Bize, âlemlerin Rabbine teslîm olmamız emredilmiş­tir'.” (En‘âm: 71)

İnananlar Hakk’ın yolunda yürümektedirler. Her biri birer şeytân rolü oynayan müşriklerin sözlerine kanıp hak yoldan ayrılan kimse, yolunu yitirip çölde şaşkın kalanın durumuna düşer. Nereye gideceğini bilemez. Doğru yolda olan arkadaşları onu doğru yola çağırırlar, onların sesine aldırmaz, sonunda helâke mahkûm olur. Doğru yoldan başka kurtuluş çaresi olmadığından, o yola gitme­yenin, sonu helâktir. Çölde yolunu şaşıran kimse, açlık ve susuz­luktan ölür.

Bu temsîl ile îmâna geldikten sonra tekrar putataparlığa dön­menin, büyük bir şaşkınlık olduğu; gerçek hidâyetin, ancak Allah’ın hidâyeti (gösterdiği doğru yol) olduğu ve yalnız Allah’a teslîm olmanın emredildiği anlatılmaktadır.

(devamı yarın..)

 

 

 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş