Midye, İstakoz gibi deniz ürünlerini yemek helaldir ama ...
Mayıs - 2012

Midye, İstakoz gibi deniz ürünlerini yemek helaldir ama ...

Değerli Hocam, insanlar kendi zevkleri için pek çok vahşilik yapıyorlar. Bunlardan biri de kabuklu deniz canlılarını yeme şekilleri. Mesela ıstakoz ve yengeçleri öyle vahşice öldürüyorlar ki vicdanı olan hiçbir insan buna dayanamaz. Kendi serçe parmakları sıcak suya değdiği anda feryat edecek insanlar, ıstakoz ve yengeçleri canlı canlı kaynar suda haşlayarak pişiriyor ve yiyorlar. Hatta ıstakozu canlı canlı ızgara yapıyorlar, canlı canlı ikiye bölüp fırına da koyuyorlar. Istakoz nasıl pişirilir diye internette ararsanız siz de bu vahşeti görürsünüz. Durum diğer kabuklu deniz canlıları için de pek farklı değil. Benim vicdanım bunu kaldırmıyor. Onlar da bir can taşıyorlar ve onları bu şekilde öldürmeye hakkımız yok diye düşünüyorum. Yabancı bir firma(CRUSTASTUN), bu hayvanları elektrik şokuyla bir kaç saniye içinde acısız şekilde öldürecek bir alet yapmış ama Türkiye'de kullanılıyor mu bilmiyorum. Değerli Hocam, biraz uzun yazdım farkındayım. Siz Türkiye'nin en saygın âlimlerinden birisiniz, sözünüz dinlenir. Bu konuda bir çağrı yaparsanız bunun büyük bir etki yapacağı kanaatindeyim. Saygılarımla. Mehmet Arslan

Cevap: Midye, yengeç, ıstakoz gibi deniz hayvanlarının helal olup olmadığı çok sorulur. Kur'ân-ı Kerim, deniz avının ve yiyeceklerinin helal olduğunu belirtmektedir: "Hem kendinize, hem de yolculara bir geçimlik olmak üzere deniz avı ve yiyeceği, size helâl kılındı." (Mâide Suresi: 96)

Zaten dört tür et ürünü dışında bütün hayvan etlerinin helâl olduğu, Kur'ân'ın çeşitli zamanlarda inen Surelerinde vurgu ile belirtilmiştir. Bunlar: leş, akıtılmış kan, domuz eti ve Allah'tan başka tanrının adı anılarak kesilmek suretiyle murdar olmuş hayvan. En'âm Suresinde şöyle buyurulmaktadır: "De ki: Bana vahyolunanda, (bu harâm dediklerinizi) yiyen kimse için harâm edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut domuz eti –ki pistir– ya da Allah’tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar harâmdır)." (En'âm: 145)

İşte haram olan etler, Kur'ân'ın çeşitli surelerinde açıklanmış olan bu et çeşitleridir. Kur’ân’ın açık ifadesiyle, bunun dışında haram olan bir şey yoktur. Ayrıca yukarıya mealini yazdığımız Nisa 96. âyet de deniz ürünlerinin helâl olduğunu açıklamıştır. O halde midye, yengeç, ıstakoz gibi su ürünleri de helâldir. Ancak etlerini yemek için hayvanları boğazlarken boğazlarken mümkün olduğu kadar acı vermeyi en aza indirecek yöntemle boğazlamak gerektiği gibi bu deniz ürünlerini pişirmeğe hazırlarken de acı çektirmeden öldürmeğe dikkat etmek gerekir. Fakat Okurum Mehmet Arslan'ın hassasiyetle belirttiği gibi midye, yengeç gibi kabuklu su ürünleri maalesef canlı canlı kaynar suya atılıp haşlanmaktadır. Gerçekten bu uygulama, merhamet sahibi, vicdan taşıyan bir insanın kabul edebileceği bir yöntem değildir. Bu kabuklu deniz ürünlerinin eti helaldir ama böyle acı çektirerek hayvanı öldürmek haramdır. O halde bu hayvanları canlı canlı kaynar suda haşlamak, kabul edilemez bir eylemdir. Bu eylem, en azından o hayvan etini mekruh kılar. Mekruh olan hayvanın eti değil, hayvanı öldürme yöntemidir. Bu tür öldürme mekruhun da ötesinde haramdır. Bundan sakınmak gerekir. Bunun için hayvanın acı çekmesini en aza indirecek bir öldürme yöntemi uygulanmalıdır. Okurum Mehmet Arslan'ın belirttiği üzere bu hayvanları birkaç saniye içinde acısız biçimde öldüren elektrik şoku yönteminden istifade etmek gerekir. Bu takdirde bu hayvanların etleri gönül rahatlığıyla yenilebilir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş