PEYGAMBERLERLE ALLAH ARASINDAKİ DİYALOG (2)

(...dünden devam)

İki örnek verelim: "Onlara gök ve yer ağlamadı ve kendilerine fırsat da verilmedi." (Duhan: 29) âye­tinde, kötülükleri yüzünden boğularak helak edilen Firavun ve adamlarına göğün ve yerin ağlamadığı ifade ediliyor. Yani onlara acıyan olmadı demektir. Göğün yerin ağlaması söz konusu olamaz. Bu söylem, göklerde ve yeryüzünde onlara acıyan olmadığı anlamı­na gelir. 

Fussilet Suresinin 11'nci âyetinde, Allah ile gaz halinde bulu­nan gök cisimleri arasındaki diyalog anlatılır: 

“11. Sonra duman (gaz) halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve arza, “İsteyerek veya istemeyerek (buyruğuma) gelin.” dedi. “İsteyerek (buyruğuna) geldik” dediler. 12. Böylece onları, iki gün­de yedi gök yaptı ve her göğe emrini (kanunlarını) vahyetti. Biz, en yakın göğü lambalarla ve koruma ile (koruyucu güçlerle) donattık. İşte bu, o güçlü, bilen(Allah’)ın takdiridir.” (Fussilet: 11-12’nci âyetlerde de: Allah'ın, duman halinde bulunan göğe yönelip, hem göğe, hem de yere, gönüllü veya gönülsüz, (isteyerek veya isteme­yerek) buyruğuna uymalarını buyurduğu; onların da isteyerek Rab­lerinin buyruğuna uyduklarını söyledikleri; bunun üzerine Allah'ın, duman halinde bulunan gökleri yedi gök halinde düzenle­yip, her göğe buyruğunu vahyettiği, yani yönetim yasalarını bildirdiği, onla­rın içine koyduğu; göğü de lambalarla ve koruyucu güçlerle donat­tığı; bunun o yüce ve güçlü Allah'ın takdiri olduğu belirtil­mektedir. 

İşte Peygamberlerle Allah arasındaki diyalog da bu âyetlerin ışığı altında değerlendirilmelidir.

***