Oruç Fidyesi *** Şirkten kaçınmak için namazda nasıl dua edelim?
Mayıs - 2012

Oruç Fidyesi

Hocam:

1-Ben kısaca size durumu özetleyeyim: benim yaklaşık 10 seneden beri bir rahatsızlığım var, hala devam ediyor ve şimdilik bu hastalık sürekli böyle devam eder diyor, doktorlar. Bu yüzden doktorlar oruç tutmamamın iyi olacağını söylediler. Ben bu 10 senelik süre zarfında orucumu birkaç ramazan zor dayanarak tuttum. Yalnız o aralar bir işim yoktu, bu yüzden tutamadığım zamanlarda fidye de veremedim. Şimdi işe yeni girdim. Bu veremediğim fidyeler benim üzerimde borç mudur, yani hepsini hesaplayıp vermem gerekiyor mu? Bu işi de aynı ramazanda tutulamayan oruçların sonradan kaza edilip başka günlerde tutulması gibi düşünüp verilemeyen fidyelerin de sonradan verilmesi gerekir diye bir kıyas yapılabilir mi?

2- Bir de fidyeleri ramazandan önce veya sonra verebilir miyiz? Ramazan ayında vermek zorunda mıyız? Hüseyin Tekin

Cevap: Eğer oruç tutamayacak kadar hasta iseniz, size oruç farz olmadığı için fidye de gerekmez. Ama oruç tutabilecek durumda olup tutmakta zorlanıyorsanız o zaman fidye verirsiniz. Tutamadığınız günlerin de fidyelerini şimdi veya imkânınız elverdiği zaman verebilirsiniz. Zorluk yok. Yalnız eskiden verilmemiş fidyelerin de verilmesi gerekir. Kıyasa falan gerek yok. Kur'ân, oruç tutmayanların fidye vermelerini emrediyor. Vermemiş olanın üzerinde fidye borç olarak kalır. Verdiği zaman kurtulur. Ancak 10 yıllık süre içinde paranın değer kaybını hesabederek bugünkü rayiç üzerinden fidye vermek gerekir. Allah sağlık ve afiyet versin.

 

Şirkten kaçınmak için namazda nasıl dua edelim?

Sayın hocam, Kur’ân tefsirinizin 8. Cildinin 45. sayfasında namazlarımızda peygamberlerin adını anıp tevhid ruhuna aykırı davrandığımızı yazıyorsunuz. Burada herhalde oturuşlardaki ettehiyyatü ve allahümme salli ve barik dualarını kastediyorsunuz. Ben de bundan rahatsız olduğumu burada ifade etmek istiyorum.

Acaba bu duaları namazda terk mi etmemiz gerekiyor? Eğer terk edeceksek onların yerine hangi duaları okumamız gerekiyor ve ettehiyyatühü nasıl okumamız lazım?

Bu sorularımı cevaplarsanız çok memnun olacağım gibi size duacı olacağım.

Saygılarımı sunar ve hayırlı günler dilerim. Tayfun AYSAL

Cevap: Zümer Suresi prensiplerinde yaptığımız: "ibadet esnasında Allah'tan başkasını anmak, O'ndan medet ummak, Kur'ân'a göre şirktir. Araya sokulan melek olsun, peygamber olsun veya velî olsun fark etmez. Bundan dolayı Allah ile beraber melekleri veya İsâ'yı anmak şirktir (Zuhruf Sûresi: 57-58 nci âyetlere bakınız)." şeklindeki açıklama, Allah'tan başkasından medet umma, O'ndan yardım isteme ile ilgilidir. Bu amaçla herhangi bir kulun anılması, Kur'ân'a göre şirktir. Gerçi Tahiyyât'ta ve salli bariklerde biz Peygamber'i ve salih kulları anarız ama onlardan yardım amacıyla anmayız, onların bağışlanmasını dileriz. Yani onlar lehine dua ediyoruz. Elbette bu şirk sayılmaz ama bunu namazın olmazsa olmazı saymak, onları anmanın, ibadetin gereği olduğunu düşünmek yanlıştır ve işte o zaman bu anma şirk haline gelir. Peygamberimiz, herhalde kendi kendisine salavat getirmiyor ve tahiyyatta "Ey Peygamber sana selam olsun" demiyordu. Böyle bir şey demesi mantıklı olmaz zaten. O halde bu cümleler sonradan eklenmiştir, yani Peygamber'in yaptığı dualardan farklıdır. Peygamberimizin oturuşlarda okuduğu çeşitli dualardan biri: "Allahumme innî es'eluke yâ Allahussamed ellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehu kufuven ehad, en tağfire lî zunûbî bi-fadlike ve keremike ya ekramel-ekremîn veya erhamerrâhimîn ! "

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş