İBRET-İ‘TİBÂR (8) PDF 
Çarşamba, 24 Kasım 2021 00:00

İBRET-İ‘TİBÂR (8)

(...dünden devam)

Çünkü o taştan yapılmış, kimisi de dağlar üzerindeki yalçın kayalar üzerine oturtulmuş saraylar, evler kolay yapılamazdı. Hele bu müşrik Araplar, öyle muazzam binaları yapacak ne güce ne de mala sahip idiler. Demek ki o kavimler bunlardan daha çok, daha zengin, daha güçlü ve bilgili idiler. Fakat peygamberler gelip kendilerini uyarınca, onlar kendi bilgilerine güvendiler, servetleriyle gururlandılar, peygamberlere uymağa tenezzül etmediler. Sonunda alay ettikleri azâb, kendilerini kuşatıverdi. Sayıları, malları, güçleri kendilerini kurtaramadı. Allah’ın azâbını karşılarında görünce şirkten vazgeçtiler, yalnız Allah’a inandılar, taptıkları tanrıları bıraktılar. Çünkü o tanrıların kendilerini bu azaptan kurtaramayacağını anladılar ama artık Allah’ın azâbı göründükten sonra inanmalarının hiçbir yararı olmadı. Mahvolup gittiler.

Âyetlerin sonunda da Allah’ın, eskiden beri uygulanan yasasının bu olduğu, kâfirlerin o zaman helâk olacağı vurgulanıyor. Böylece müşrikler bir kez daha uyarılıyor.

“Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden önce gelenlerin sonunun nasıl olduğunu görsünler?” sorusu, inkâr tarzında bir sorudur. Yani görüyorlar, fakat neden ibret almıyorlar, demektir. Müşrikler ticaret için yazın kuzeye, Şâm ve Mısır’a, kışın daha ziyade Yemen tarafına seyahat eder ve yol üzerinde bulunan harabeleri görür ve buralar halkının Allah’a isyanları yüzünden helâk olduklarını işitirlerdi.

Aşağıdaki âyetlerde de aynı gerçekler vurgulanmaktadır:

“Yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna baksınlar. Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; (sular, madenler çıkarmak, ekin ekmek, ağaç dikmek için) toprağı (kazmış) altüst etmişler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da elçileri, delîller getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı.” (Rûm: 9)

De ki: ‘Yeryüzünde yürüyün de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün’." (Neml: 69)

Yeryüzünde hiç gezmediler mi ki kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler? Korunanlar için âhiret yurdu daha iyidir. Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Yûsuf: 109)

De ki: ‘Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş, görün’!” (En‘âm: 11)

De ki: ‘Yeryüzünde gezin, öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın.’ Onların da çoğu ortak koşanlardan idi.” (Rûm: 42)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş