İBRET-İ‘TİBÂR (4) PDF 
Cumartesi, 20 Kasım 2021 00:00

İBRET-İ‘TİBÂR (4)

(...dünden devam)

Bu âyetler, insanı araştırmağa, ilim ve irfan kazanmağa, üstünde yaşadığı dünyaya egemen yasaları keşfetmeğe ve böylece Allah'ın kudretini daha iyi kavrayarak huzur ve huşû‘ ile O'na kulluk etmeğe yöneltmektedir. Çünkü "Allah'a ancak bilgin kulları saygı duyar." (Fâtır: 28) âyetinin işâret ettiği üzere Allah'ın yaratılış yasalarını, devenin yaratılışını, gök cisimlerini uzayda tutan, dağları Arzın kabuğundan fışkırtıp yükselten, içi ateş dolu Arzın üstünü taş ve toprak tabakasıyla düzleyip üzerinde bitkiler, ormanlar ve hayvanlar yaratan Allah'ın kudretini düşünen, keşfeden insanlar O'na daha gönülden saygı ile bağlanırlar, aynı zamanda bu yasalardan da yararlanıp daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşırlar. Çünkü Allah: "Göklerde ve yerde bulunanların hepsini size boyun eğdirdi, sizin emrinize verdi." (Câsiye: 13) buyurmuştur.

Göklerin ve yerin servetlerinden yararlanabilmek için doğa yasalarını bilmek, dağlardaki madenleri işletebilecek; akıp giden suların önüne baraj gemlerini vurup bir yandan suyun enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek köyleri, kentleri aydınlığa kavuşturmayı, fabrikalar çalıştırmayı; bir yandan da araziyi sulayıp ürünün verimini artırmayı; Güneşin Dünyamıza gönderdiği enerjiden yararlanmayı; rüzgâr ve deniz dalgalarının yaydığı enerjiyi de insanlık yararına kullanabilecek teknik bilgi ve beceriye sahibolmayı gerektirir. Bilgili olan güçlü olur. Bilgi de ancak inceleme, araştırma ve deney ile elde edilir. Onun için Kur'ân, birçok sûrede insanın gözünü doğa olaylarına çevirmekte, onlara dikkatle bakmasını emretmektedir. Bunları dikkatle incelemekle insan, Allah'ın kudretini ve büyüklüğünü daha iyi anlar.

" 8- Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki Allah, göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belli bir süre ile yaratmıştır? İnsanlardan çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. 9- Yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna baksınlar. Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; (sular, madenler çıkarmak, ekin ekmek, ağaç dikmek gibi) toprağı (kazmış) alt-üst etmişler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da elçileri, delîller getirmişti. Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı. 10- Sonra kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü Allah'ın âyetlerini yalanladılar. Ve onlarla alay ediyorlardı." (Rûm: 8-10)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş