ALLAH’IN İNDİRDİĞİYLE HÜKÜM VE HZ. İSA’NIN GÖĞE KALDIRILMASI HK. (3) |
Çarşamba, 03 Mart 2021 00:00 | |||
ALLAH’IN İNDİRDİĞİYLE HÜKÜM VE HZ. İSA’NIN GÖĞE KALDIRILMASI HK. (3)(...dünden devam) Bu görüş, âyetin rûhuna daha uygundur. Zira: 1) Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın yasasında değişiklik bulunmadığını söylüyor. Îsâ’nın, cismiyle birlikte göğe yükseltilmesi, Allah’ın arzdan çıkan maddelerin tekrar arza dönecekleri (Tâhâ: 45/55) hakkındaki kesin yasasına aykırıdır. Madde, madde olarak ve doğasında bir değişiklik olmadan, dış etkenler bulunmadan yukarı kalkmaz. Hiçbir beşere böyle bir şey olmamıştır. Ayrıca Cenabı Hak Hz. Peygamber'e hitaben: "Senden önce hiçbir insana ebedî yaşam vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedî mi kalacaklar?” (Enbiya: 34) buyurmuştur. Âyette Hz. Muhammed’den önce hiçbir insana ebedî yaşama verilmediği vurgulanmıştır. Hz. Muhammed(sav)den önce hiçbir insan ebedi yaşamamış, herkes ölmüş ise demek ki İsâ da bu genel hüküm uyarınca ölmüştür. Bunda asla kuşku yoktur. 2) Gök ile kastedilen, maddî gök ise bu, yıldızlardan ibarettir. Yani Îsâ, şu yıldızlardan birine mi çıkarılmıştır? Eğer kastedilen ma‘nevî gök ise oraya cesed gitmez, rûh gider. Çünkü orası maddî değildir. 3) Kur’ân-ı Kerîm, Îsâ’nın göğe yükseltildiğini değil, Allah’a yükseltildiğini söylüyor. “Bel refe'ahullahu ileyhi” cümlesi: “Allah, onu, göğe yükseltti” değil, “Allah onu kendisine yükseltti” anlamındadır. Göğe yükseltmek başka, Allah’a yükseltmek başkadır. Göğe yükselttiğini söylemek, Allah’a belli bir mekân tahsis etmek olur. Oysa yüce Allah her yerdedir. Îsâ’nın Allah’a yükselmesi için göğe çıkması gerekmez. Allah, göklerin de yerin de Tanrısıdır. Yerde de vardır, gökte de. Öyle ise Allah’ı gökte imiş gibi düşünüp, Allah’a yükseltilen Îsâ’nın göğe yükseltildiğini söylemek, âyetin ifadesine uymamaktadır. Yüce Allah, Hz. Îsâ’yı, saldırganların elinden kurtarmak suretiyle ma‘nevî derecelere nail eylemiş, şânını yüceltmiştir. Ona tabi olanları, onu inkâr edenlere üstün getirmiştir. Nitekim bugüne dek hep Yahûdîler, Hıristiyanların koruması altında varlıklarını sürdürmüşlerdir. Gerçekte Hz. Îsâ’yı yakalayıp öldürmekle görevlendirilen askerler onu tanımıyorlardı. Îsâ’nın havârîlerinden, Îsâ’ya benzeyen birini Îsâ sanıp yakalamış ve öldürmüş olabilirler. Îsâ çarmıha gerilmemiş ve öldürülmemiştir. Bu hususta bugünkü Hıristiyanlarca kabul edilen dört İncîl’in ifadesi birbirini tutmadığı gibi, Barnaba İncîlinde de Hz. Îsâ’nın asılmadığı, ona benzetilen birinin asıldığı kaydedilmektedir. (devamı yarın..)
|