ATATÜRK DİNİ DÜŞÜNCE İLE İÇ İÇEDİR (1) PDF 
Pazartesi, 11 Ocak 2021 00:00

ATATÜRK DİNİ DÜŞÜNCE İLE İÇ İÇEDİR (1)

Tuncay Tezel, Atatürk’ün dini görüş ve düşünce ile ilgili yazısında ([ Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir ]), Atatürk’ün solcu olmadığını, çünkü bir solcunun, hayatının büyük kısmında, Atatürk gibi sürekli Allah'ı övemeyeceğini; Atatürk’ün, sağcı, muhafazakâr bir insan olduğunu; bütün olayları Allah'a bağladığını; Türk milletini birleştiren çimentonun İslam olduğunu defalarca vurguladığını belirtiyor. Ve Atatürk’ün dini görüşleri hakkında örnekler veriyor:

“Çanakkale İslam’la Korundu” diyen Atatürk şöyle devam ediyor: "Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur (yılgınlık) bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran'ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler, kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran bu yüksek ruhtur" (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 136)

Atatürk Türk ordusunun dindarlığını ve kahramanlığını vurguluyor: “Türk Ordusu! Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldırmadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı sonunda alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi kendime aziz bir borç bilirim.” (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 138)

Dinimizin akla ve gerçeğe uygunluğunu belirtiyor: “Ey Millet! Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah'ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Koyduğu esas kanunlar, Kur’ân-ı Azimüşşan'daki âyetlerdir. İnsanlara feyz ruhunu vermiş olan dinimiz son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate uymamış olsaydı, bununla diğer İlahi ve tabii kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. Çünkü bütün İlahi kanunları yapan Cenab-ı Hak'tır.” (Atatürk'ün S ve D. c. 2, s. 93)

Milletin dindar olmasını isteyen Atatürk, İslâm’ın ruhundan uzak kaldıkça Türklerin gerilediğini belirtiyor: “Türkler, gerçek İslamiyet'ten uzaklaştıkları için, kendilerini düşmanlarının esiri yaptılar. Gerçek İslam'ın çok yüce, çok kıymetli gerçeklerini olduğu gibi almamakta inatçı bulundular. İşte gerilememizin belli başlı sebeplerini bu nokta teşkil ediyor..” (Sadi Borak, Atatürk ve Din, s. 36-37 (Rönesans, Aralık 1991, s. 61) )

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş