ISFAHAN KUR’ÂN KONFERANSIDAN ANILAR (1) PDF 
Çarşamba, 21 Ekim 2020 00:00

ISFAHAN KUR’ÂN KONFERANSIDAN ANILAR (1)

Râğıb-ı Isfahânî anısına, 22.11.-24.11.2006 tarihleri arasında Isfahan kentinde düzen­lenen “Uluslararası Kur’ân-ı Kerîm ve Çağdaş Toplumun Sorunları” adlı konferans, oldukça yalçın ve dik bir dağın eteğinde kurulmuş olan, büyük bir kampusa sahip Isfahan Üni­versitesinin Konferans Salonunda yapıldı.

Konferansı dört kuruluş müşterek düzenlemişti: “Kültür ve İslâm İlişkileri İdaresi; İslâm Ülkeleri Öğretim ve Kültür İlişkileri İdaresi; İslâm Araştırmaları Enstitüsü, İslâm Dünyasının Kültür Başkenti Isfahan Kültür Merkezi”

Açılışa güzel bir Kur’ân tilâvetiyle başlandı. Konferansı düzen­leyen kuruluşların yöneticileri, İslâm ülkeleri kültür ilişkileri başkanı Şeyh Muhammed Irakî ve İran Eski Cumhurbaşkanı Haşimi Refsencanî konuştu. Hâşimî’nin uzun konuşması takriben 1.5 saat sürdü.

Açılış oturumu saat 13.00’te sona erdi. Öğleden sonra 14.30’da konferansın bilimsel oturumları başladı. Konferans çalışmaları 4 komisyona dağıtılmıştı: Kur’ân ve Kur’ân ilimleri, Kur’ân ve Sosyal Sorunlar, Kur’ân ve Siyasal Sorunlar, Kur’ân ve Hukuki Sorunlar, Kur’ân ve Ekonomik Sorunlar.

Beni Kur’ân ve Sosyal Sorunlar Komisyonunun başkanlığına seçmişlerdi. Bu görevi, Kum’un büyük âlimlerinden Hüccetül-İslâm Seyyid Rıza Müeddeb ile birlikte yürüttük. Düzeyli konuşmaların yapıldığı bu komisyon toplantılarının ikinci gün, öğleden önceki oturumun son kısmında “Düşüncelerimizi yenilememiz gerekir” başlıklı tebliğimi sundum.

Konuşmalar esnasında Kum İslâm Kültür Merkezi başkanı sayın Subhânî, İslâm bilim ve kültürünün gelişmesi konusunda 35’ten fazla projeleri bulunduğunu, bunlar içinde en önemlisinin de bir Kur’ân Ansiklopedisi hazırlamak olduğunu, İslâm dünyasında ilk defa yapılmakta olan bu çalışmanın benzerinin bulunmadığını söyledi. Ben orada bir şey demedim ama oturumdan sonra kendisine dedim ki:

- Siz çıkarmakta olduğunuz “Kur’ân Ansiklopedisinin” İslâm Dünyasında ilk defa yapıldığını söylüyorsunuz ama ben bundan 6 yıl önce bütün Kur’ân konularını açıklayan bir eser yazdım.

Kaç cilt olduğunu sordu. 30 cilt olarak basıldığını söyledim. “Bizim bundan haberimiz yok” dedi ve beni kutladı.

İkinci günü yani 23.11.2006 Perşembe günü saat 14-17 arası Râğıb-ı Isfahânî’nin çeşitli yönlerini anlatan tebliğlerin sunulduğu genel bir oturum yapıldı. Aynı gün akşamleyin de saat 18.00-22 arasında yapılan kapanış oturumunda komisyonların raporları okundu, Isfahan Bilim Alanı Müdürü Âyetullah Mazâhirî’nin uzun ve etkili konuşması ve Kur’ân tilâvetiyle Konferansın bilimsel çalışmaları sona erdi.

Mazâhirî Farsça konuşuyordu ama kelimeleri tane tane söylediği ve konu âşinalığından ötürü konuşmanın hemen tamamını anlayabili­yor­dum. Mazâhirî’nin kendine özgü bir hitap tarzı vardı. Cümlelerinin sonu­nu kendine özgü bir vurgu ile bitiriyordu. Örnek olarak birkaç cümlesine işaret edeyim. Diyordu ki: “Kur’ân’da edep vardır ama Kur’ân bir ede­biyat kitabı de­ğildir. Kur’ân’da bilim vardır ama Kur’ân bir bilim kitabı değildir. Kur­’ân’da tıb vardır ama Kur’ân bir tıb kitabı değildir. Kur’ân’da felsefe vardır ama Kur’ân bir felsefe kitabı da değil­dir. Kur’ân’da tarih vardır ama Kur’ân bir tarih kitabı değildir. Kur’ân’da ahlâk vardır ama Kur’ân bir ahlâk kitabı da değildir. Kur’ân, hayatın her safhasında insanlığa rehber olarak gönderilmiş Allah kelâmıdır, insanlığın ebedî yol göstericisidir, sönmez ışığıdır…”

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş