MESCİDİ AKSA KUDÜS ŞEHRİNDE OLMAK ZORUNDA MI? (3) PDF 
Pazar, 18 Ekim 2020 00:00

MESCİDİ AKSA KUDÜS ŞEHRİNDE OLMAK ZORUNDA MI? (3)

(...dünden devam)

Ezrakî de bu konuda şöyle diyor: “Mücâhid’le birlikte Ci‘râne’de Vâdî’nin arka tarafından ihrâma girmiş olan Muhammed bn Târık, Hz. Peygamber’in de buradan ihrâma girdiğini söylemiş ve demiştir ki: ‘Ci‘râne’de birlikte ihrâma girdiğim Mücâhid bana dedi ki: Mescid-i Aksâ, Vâdî’nin öte yakasında, Peygamber’in namaz kıldığı yerdir. Bu Mescid-i Ednâ (Yakın Mescid) ise Kureyşli bir adamın bir duvar çevirerek yaptığı namazgâhtır.

Bu durumda Mescid-i Aksâ, Hz. Peygamber’in, zaman zaman gidip na­maz kıldığı, Ci‘râne Vâdîsinde bir namazgâhtır. Ancak âyette bunun, çevresi mübârek kılınan bir mescid olduğu vurgulanıyor. Bu bereketlilik sıfatı, Mekke’deki Mescid-i Harâm için de kullanılmıştır: “Doğrusu insanlara (ma‘bed olarak) ilk kurulan ev, Mekke’de olandır. Âlemlere uğur, bereket ve hidâyet kaynağı olarak kurulmuştur.” (Âl-i İmrân: 94/96) Aynı kentte ve Hac Vakfesinin yapıldığı Arafât yöresindeki bir mescid için de bu sıfatın kullanılması gayet doğaldır. Çünkü insanların toplanıp duâya durdukları bu yerde aynı zamanda satıcılar çeşitli ürünler satar, ekonomik bir canlanma, bolluk, bereket olur.

Eğer bu rivayetlerde anlatıldığı üzere Mescid-i Aksâ, Ci‘râne’de, Hz. Peygamber’in, zaman zaman gidip namaz kıldığı yer ise, İsrâ olayı, Hz. Peygamber’in, bir gece, içine düşen güçlü bir arzu ile kalkıp Ci‘râne mescidine gelmesidir. Bu yürüyüşü, Allah’ın içine düşürdüğü arzu ile olduğundan “Allah, kulunu yürüttü” şeklinde ifade edilmiştir. Çünkü O’nun sevkiyle olmuştur. Nitekim yine Allah’ın ilhâmıyla Bedir Savaşına çıkması da “Allah’ın, kendisini evinden çıkardığı” şeklinde ifade edilmiş: Nitekim hak uğruna (savaşa gitmek için) Rabbin seni, evinden çıkardı...” (Enfâl: 93/5) buyurulmuştur. O, kulunu geceleyin Mescid-i Harâm’dan, Mescid-i Aksâ’ya yürüttü.” söylemiyle, Rabbin seni evinden çıkardı” söylemi arasında bir fark yoktur. Nasıl ikincisi, Peygamber’in, Allah’ın vahiy veya ilhâmıyla evinden çıkıp Bedir’e gittiğini belirtiyorsa, birincisi de Peygamber’in, gecenin bir kısmında Allah’ın ilhâmı ve dürtüsüyle Peygamber’in, geceleyin kalkıp Mescid-i Aksâ’ya yürüdüğünü belirtiyor. İkincisinde nasıl, havada uçurma, kaçırma yoksa, birincisinde de yoktur.

Hz. Peygamber, Ci‘râne’deki Mescid’e vardıktan sonra tıpkı Necm Sû­resinin (23/13-18)Andolsun, onu bir inişinde daha görmüştü; Sid­retü'l-Mün­tehâ(uzak ağaç)ın yanında ki onun yanında oturulacak bahçe vardır. Sidre'yi kaplayan kaplıyordu. (Muhammed'in) Göz(ü) şaşmadı ve azmadı. Andolsun, Rabbinin büyük âyetlerinden bazılarını gördü.” âyet­lerinde anlatıldığı üzere Hirâ Dağı yakınındaki Sidret’l-Mün­tehâ’da olağan üstü olaylara şâhidolduğu gibi, bir gece Allah’ın yönlendirmesiyle geldiği bu Ci‘râne’deki Mescid-i Ak­sâ’da da olağanüstü olaylara şâhid olmuştur.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş