İLÂHÎ DİNLERİN RUHBİRLİĞİ (16) |
Cuma, 28 Ağustos 2020 00:00 | |||
İLÂHÎ DİNLERİN RUHBİRLİĞİ (16)(...dünden devam) Öteki milletlerin nasıl bir ibâdeti, kurbanı varsa, Hz. Muhammed (sav) ile gönderilen bu dinde de ibâdet ve kurban vardır. Binaenaleyh bu yeni dini ötekilere aykırı görmek veya bu dinle öteki dinlerin hükümlerinin neshedildiğini sanmak hatâdır. Onlar, gönderildikleri milletlere özgüdür. Kur’ân, kendisini onları neshedici değil, doğrulayıcı olarak nitelendirmektedir. Kur’ân’da öteki İlâhî dinlerin neshedildiğine dair hiçbir delîl yoktur. Tam tersine Kur’ân, Kitap ehline: “İçinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrât’ın ve İncîl’in uygulanmasını emretmektedir”. Fakat tüm İlâhi mesajların ruhu birdir. Bunlar temelde birbirine ters değil, destektir. Eski Kitaplarda nasıl ibâdetler, kurban emredilmişse bu yeni Mesajda da aynı şeyler emredilmiştir. Çünkü bu mesajları gönderen Tanrı birdir. Bütün dinler insanları O’na kulluğa çağırmaktadır. İnsanlar arasındaki ayrılıklar, kavgalar, Allah adına birbirlerini boğazlamalar, dinin özünde olan şeyler değil; insanların dini saptırmalarıyla kalblere çöreklenen egoizm, ırkçılık ve tekelciliğin sonucudur. Dinin özünde birleşenler, hangi İlâhî dinde olsalar birbirlerini sever, Allah sevgisinde birleşirler. Kitap ehli bilginleri, kendi kitaplarını doğrulayan ve onun içeriğine uygun olarak indirilen Kur'ân'ın, Allah tarafından vahyedildiğine inanırlar. İşte hem kendi kitaplarına, hem de onu doğrulayıcı olarak inen Kur'ân'a inanan o kimselere, iki kez ödül verilir: Birincisi, Kitaplarının hükümlerini uygulamalarından, ikincisi de Kur'ân'ın Hak sözü olduğunu kabul etmelerinden ötürüdür. Onlar, dinin ruhuna bağlı kalan, kötülüğü iyilikle savan, temiz yürekli, cömert insanlardır (Kasas: 49/53-54). İşte temel içerikleri ve misyonları aynı olan iki İlâhî Kitap da inanırlarına bu ahlâkı aşılar. Bu Kitaplara gerçekten inanmış olanların ahlâkî sıfatları böyledir. Bu sıfatları taşımayanlar, imanın gerçeğine ermiş değillerdir. Kitap ehli dindarlarına ait bu vasıfları, Ra'd: 87/19-22’nci, Furkan: 42/63-75’nci âyetlerde mü'minler hakkında belirtilen vasıflarla karşılaştırırsak, her iki Kitaba inananların da hemen aynı vasıfları taşıdıklarını görür ve böylece bu iki Kitabın misyonunun aynı, İlâhî dinlerin hedef ve amaçlarının bir olduğunu anlarız. Nitekim Fetih Suresinin son âyetinde, Hz. Muhammed'in sahâbîlerinin vasıfları anlatıldıktan sonra Tevrât ve İncîl'de de bunların benzerlerinin böyle anlatıldığı; yani inanmış insanların hep bu vasıfları taşıdıkları vurgulanmaktadır. (devamı yarın..)
|