BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (2) PDF 
Cumartesi, 01 Ağustos 2020 00:00

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (2)

(...dünden devam)

İspanya'daki ve Arap coğrafyasındaki bazı kiliselerin camiye, bazı camilerin de kiliseye çevrildiğini hatırlatan Musellem, Ayasofya'­da daha önce İncil okunduğunu, bundan böyle ise Kuran-ı Kerim oku­nacağını söyledi.

Bazı Avrupa kentlerinde ibadethanelerde Hristiyanlar ve Müslümanların sırayla ibadet ettiğini hatırlatan Musellem, "Onların kiliselerimizde ibadet etmelerine engel olmayın. Onlar bizim halkımız, biz de onların halkıyız. Biz onların eti ve kemiğiyiz, onlar da bizim etimiz ve kemiğimiz. Bir Hristiyan Müslüman'ı korumalı, bir Müslüman Arap da Hıristiyan'ı korumalı." diye konuştu.

Rahip Musellem'in görüşleri önyargısız samimi bir Hıristiyan'ın takdire şayandır. Dediğimiz gibi dinlerin özü Allah'a kulluktur. Bu birlik ruhunu bizzat Peygamberimiz göstermiştir. Hicretin dokuzuncu yılında Necran'dan gelen Hıristiyan hey'etini 20 gün kadar mescidinde ağırlayan Allah Resulü, Hıristiyanların, Mescidde Hıristiyan usulünce ibadet etme­lerine müsaade etmiştir. İşte müsamaha böyle olur. Ne mutlu dinin ruhu­nu anlayan Tevhîd ehline!

Yazıları İsrail gazetesi Haaretz'de yayınlanan Amerikalı aka­demisyen Louis Fishman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ayasofya Ca­mii'ndeki Kur’ân'ı Kerîm tilaveti anlarının fotoğrafını "Ben bile ür­perdim. Bir noktada suskunlaştım ve içim birçok duyguyla karıştı. Kimse bu olayın büyüklüğünü küçümseyemez" yoru­mu ile paylaştı.

Ayasofya'nın Tevhîd ehlinin simgesi olmak üzere ilelebed Allah'ın adının anılacağı mukaddes, mübarek güzel adıyla Ayasofya-i Kebîr Cami-i Şerîfi olarak devam etmesini yüce Allah'tan dileriz.

Kardeşlerim, bu yıl şükretmemiz gereken olaylar yanında sabretmemiz gereken olaylar da vuku buldu. En önemlisi, ahtapot gibi bütün dünyayı kolları arasına alan Korona Virüs Covid-19 saldırısıdır. Yüzbinleri aşan ölümler yanında ekonomiler çökmüş, birçok insan işsiz kalmıştır.

Sırf dünya hakimiyeti için insan öldürmek üzere ha bire silah üreten obur süper devletler, mikroskopla dahi zor görülebilen bu virüs karşısında âciz, çaresiz kalmıştır. Cenabı Hakk’ın görünmez askerlerinden olan bu virüs, kendine tapan insanlara diyor ki: Ne kadar kibir ve gurura kapılırsan kapıl, sen Allah’ın küçük bir mikroorganizması karşısında acizsin. Cenabı Hak nasıl Nemrut’ların gücünü bir sivrisinekle kırdıysa sizin gücünüzü de sivrisinekten çok çok küçük bir virüsle kırar. Siz zavallı ülkelerin servetine göz diktiniz, madenlerini sömürdünüz, petrollerine el koydunuz. Irak’ta bir milyon insan öldürdünüz, kadınları dul bıraktınız, ırzlara tecavüz ettiniz. Hep kendinizi düşündünüz, başkalarının sefalet çekmesine aldırmadınız. Çünkü Allah’a inancınız kalmadı, inancınız zayıfladıkça da bencil oldunuz, kendinizden başkasını düşünmediniz.

Oysa Allah’a inanan insan, kendisinden daha çok başkalarını düşünür. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav): “Hiçbiriniz kendisi için istediğini, başkası için de istemedikçe ve kendisi için hoşlanmadığı şeyi kardeşi için de reddetmedikçe inanmış olmazsınız!”, “Yanı başındaki komşusu aç iken karnını doyurup yatan bizden değildir!” şeklindeki altın öğütleriyle dostluğu, kardeşliği, empatiyi önermiştir.  

Ülkemizin çeşitli yerlerinde, özellikle Elâzığ, Malatya illerinde vuku bulan depremlerle birçok insanımız evsiz kalmış, konteynerlerde yaşamaya mahkûm olmuştur.

Olağan dışı doğal olaylar birer uyarıdır

Deprem ve Tsunami doğal olaylar gibi görünse de İlâhî irade ile oluşur. Kur’ân-ı Kerîm’de azıp yolunu şaşıran insanların, deprem, su baskını, tufan, dondurucu soğuk, her şeyi yıkıp deviren fırtına gibi doğa olaylarıyla cezalandırıldıkları bildirilmekte; eski kavimlerin başına gelen felaketlerden ibret alınması öğütlenmektedir.

Vuku bulan deprem, Tsunami, şiddetli fırtına olayları gösterir ki teknoloji ne denli gelişirse gelişsin, İlahi iradenin dilediği felaket engellenemez. İşte Amerika. Her yıl orada büyük fırtınalar, tayfunlar, su baskınları olmakta, en gelişmiş Amerikan teknolojisi bu felaketleri önleyememektedir.

Bu olaylar, bizi ibret alıp yanlışlardan dönmeğe, doğanın dengesini bozmamaya yönlendiriyor ama ibret almıyor, yine hata­larımızı sürdürüyoruz. Bireysel ve geçici yararımız için doğayı tahribediyoruz. Doğa da bizden öcünü alıyor.

Değerli kardeşlerim, Allah inananların kardeş olduğunu vurgular: Muhakkak mü 'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzel­tin ve Allah­'tan korkun ki size rahmet edilsin.” (Hucurat: 10) Ve buyurmuştur: “Topluca Allah’ın ipine yapışın, ayrıl­ma­yın;...” (Âl-i İmran: 103)

Sevginin hâkim olduğu toplumda başarı olur; kıskançlık ise başarısızlık doğurur. “Ateş odunu nasıl yakarsa hased de insanın güzel eylemlerini, sevaplarını öyle yakar, mahveder.”

Peygamberimiz: “Mü’minlerin birbirlerine karşı durumları, bir cesedin organlarının durumu gibidir. Bir organ hasta olunca diğer organlar da onun acısını duyar, rahatsız olurlar.” buyur­muştur. Bir mü’minin derdi öteki mü’minleri de rahatsız etmeli; yani insanlar acılarını paylaşmalı; başkasının acısından rahatsız olmalıdırlar. Böyle birbirini seven dayanışmalı toplumlara Allah da acır, şefkat ve merhametiyle onları kucaklayıp örter.

Şeyh Sa’dî de bu âyet ve Hadîsten mülhem olarak:

“Beni Âdem a’zây-ı yek dîgerend

Ki der âferîneş zi yek cevherend:

Âdem oğulları, birbirinin organları gibidirler. Bir organ rahatsız olunca diğerleri de onun acısını duyar” sözüyle toplumsal bağlılık ve dayanışmaya vurgu yapmıştır.

İnsanın gerçek malı nedir?

Peygamberimiz “Senin malın, yiyip tüket­tiğin, giyip eskittiğin ve sadaka olarak verdiğindir. Geriye kalan malın senin değil, varislerinin malıdır.” Şairin dediği gibi:

“Kimseye bâki değildir mülk-ü devlet sîm-ü zer

Bir harab olmuş gönül tamirin etmektir hüner.”

Yunus Emre:

Malını özge kişi yer; sen var anda hesâbını ver

Sinün (kabrin) heman bir adım yir (sana bir adımlık yerdir) gel gör âhir nedür bu fâl

Gözin görürken ye-yedür eylemegil bunca ‘özür

Bu dünyâda hâsıl nedür hayreyle bâzârı ver al

(Gözün görürken yani hayatta iken ye, başkalarına yedir. Mal harcamamak için bahane arama. Bu dünyada sana kalacak nedir? Hayır yap da bu pazarda kazançlı çık. Burada hayredersen âhirette karşılığını alırsın. Ancak böylece bu pazarda kazançlı çı­karsın.)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş