İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (53) : HZ. ALÎ’NİN ŞEHÂDETİ PDF 
Pazartesi, 22 Haziran 2020 00:00

İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (53) : HZ. ALÎ’NİN ŞEHÂDETİ

(...dünden devam)

İbn Kesîr’e göre Alî’yi öldürecek olan üç kişi: İbn Mülcem, Verdan ve Şebîb silahlarını kuşanıp çıktılar. Alî’nin çıkacağı kapının karşısında beklediler. Alî dışarı çıkıp insanları namaza uyandırmak üzere “Namaza! Namaza!” diye bağırırken Şebîb saldırıp bir kılıç salladı ama kılıç Alî’nin kıyafeti üstündeki şala isabet etti. Ardından İbn Mülcem kılıcı Alî’nin alnına vururken: “Ey Alî, hüküm vermek sana ait değil, Allah’a aittir” dedi. Ve: “İnsanlardan öylesi var ki, kendisini Allah’ın rızâsın(ı ka­zanmay)a satar. Allâh da kullar(ın)a çok şefkatlidir.” (Bakara: 207) âyetini okuyordu. Alî’nin alnından sakalına kan akmaya başladı.

Rivayete göre İbn Mülcem arkadaşı Şebîb bn Bece­re’ye: ‒ Ben Mescidde gizleneceğim, Alî sabah namazına çıkınca birlikte üstüne atılıp onu öldüreceğiz. Eğer kurtulursak rahata kavuşuruz, öcümüzü de almış oluruz. Şayet öldürülürsek Allah katında bize dünya ve âhiret nimetlerinden daha hayırlı ödül verilecektir, dedi.

Şebîb: ‒ Yuh sana, eğer Alî’den başkası olsaydı, bana göre iş kolaydı. Sen onun İslâm için çektiği cefaları ve Peygamber’e yakınlığını ve İlk Müslüman olduğunu biliyorsun. Ben onu öldürmekle içimi soğutacağıma inanmıyorum, dedi.

‒ Peki, sen onun, Nehrevan’da Allah’ın salih kullarını öldürdüğünü bilmiyor musun?

‒ Evet, öyle.

‒ Kardeşlerimizi öldürmesine karşılık olarak biz de onu öldürürüz.

Bunun üzerine Şebîb, İbn Mülcem’in önerisini kabul etti. İkisi Büyük Mescidde i’tikâfa girmiş bulunan Katam’ın yanına geldiler, ona:

‒ Biz Alî’yi öldürmeğe karar verdik, dediler.

Katam, ‒İstediğiniz zaman bana gelebilirsiniz, dedi.

Sonra İbn Mülcem, sabahında Alî’yi öldürdüğü Cuma gecesi Kat­am’ın yanına geldi, “Bu gece arka­daş­larımla sözleştik. Her birimiz hedefine saldırıp onu öldürecek!” dedi. Katam, getirdiği ipekle ve kuşakla onları donattı. Bu adamlar kılıçlarını kuşandılar. Hz. Alî’nin çıkacağı kapı eşiğinde beklediler. Alî çıkınca Şebib ona bir kılıç salladı ama kılıç kapının pervazına veya kemerine isabet etti. İbn Mülcem ise kılıcıyla Alî’nin şakağına vurdu. Verdan kaçıp evine saklandı. Üvey kardeşlerinden biri, göğsündeki ipeği çıkarmaya çalışan Verdan’ın yanına girdi, ona:

‒ Bu ipek ve kılıç da nedir? Dedi.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş