Osmanlı'da neden sanayi devrimi gerçekleşmedi
Pazartesi, 27 Şubat 2012 00:00

Osmanlı'da neden sanayi devrimi gerçekleşmedi

Sayın Prof Ateş,

Osnabrück Üniversitesi (Almanya) Sosyal Bilimler Fakültesinde doktora yapmaktayım. Bu bağlamda ilgimi çeken diğer bir nokta ise Osmanlı Devletinde neden sanayi devriminin gerçekleşmediğidir. 1838 Tanzimat reformu, Avrupa'da sanayi devriminin zirvede olduğu bir dönemde yapıldı. Bu reformlar, Avrupa ile yakınlaşmayı hedefliyordu, bilindiği gibi, ancak sanayi devrimini Avrupa'dan Osmanlıya ithal edecek hiçbir reform yer almıyordu.

Bunun da ötesinde İngiltere’ye ticari imtiyazlar vererek onların sanayi mamullerine pazar olmayı seçmişti Osmanlı. Osmanlı devleti bu tek taraflı imtiyazlarla İngiltere'yi artan Rus tehdidine karşılık müttefik olarak kazanmayı hedefliyordu. Bu hedef gerçekleşti ve İngiltere o dönem en önemli müttefikimiz olmuştu (Kırım savaşı). Ama hangi bedelle? Sanayi devrimini gerçekleştiremeyen Osmanlı 19.yy.da iflas etmiş, kendini savunamaz hale gelmişti. Sanayi devrimi gerçekleşmeyince Osmanlı kendini savunacak modern silahları yapamaz hale gelmişti; diğer bir nokta ise sanayi mamulü üretemeyince Avrupa ile ticari rekabet edememişti. Bu iki faktör Devlet-i Aliyye`nin çökmesini kaçınılmaz hale getirmişti. Bu noktada analizime devam edeyim.

Sanayi devriminin taşıyıcısı olan modern üniversiteler ve teknik üniversiteler (Politechnikum) neden Osmanlıda kurulmamıştı. Türkiye’de batılı anlamda üniversite 1933de, teknik üniversite ise 1944’de kurulabildi. Bu gecikme neden? Bunun cevabını bulmuş değilim şimdiye dek, eğer sizin bulgunuz varsa ve benimle paylaşırsanız mutlu olurum.

Tanzimat dönemi Osmanlı münevveri ve mütefekkiri neden batılı anlamda üniversite ve teknik üniversite kurmak lüzumunu değerlendirememişti? 19.yy Osmanlı düşünürünün modern üniversite ve teknik üniversite ile devletin bekası arasındaki nedensellik bağını görememiş olmasını neye bağlıyorsunuz? Saygılarımla Yusuf Gökçe

Cevap: Sorduğunuz bu sorular tarihle, özellikle de Osmanlı tarihi ile ilgilidir. Ben ne tarihçiyim ne de Osmanlı tarihi uzmanıyım. Bundan ötürü Osmanlı Devletinde sanayi devriminin yapılamamış olmasının temel nedenlerini tam olarak bilemem. Ancak her yükselişin bir çöküşü mukadderdir. Osmanlı aslında bir asker devletiydi. Askerin vazifesi de savaş, fütuhat.

Bundan dolayı Osmanlı pek sanayi ile uğraşmadı ve askerin içine de esnaflığın, zanaatkârlığın girmesine önem verilmedi, hatta müsaade edilmedi. Kanuni'nin atının nalı düşmesi üzerine bir askerin "Ben bunu yaparım" deyip ata nal çakması üzerine "askerin içine esnaf karışmış!" diyerek bu adamın asker ocağından çıkarılmasını emrettiği bilinmektedir.

Fatih döneminde topları Türkler imal ederken daha sonraları askerin kullandığı her şeyi yabancılar yapar hale geldi. Hatta ünlü camilerin ve sanat yapılarının çoğunun mimarları, mühendisleri, ustaları hep yabancı (yani tebea içindeki gayri müslimler) idi. Matbaayı Osmanlıya bir hayli zaman sonra getirenin de yabancı kökenli İbrahim Müteferrika olduğunu anımsamak gerekir. Osmanlının son döneminde ayakkabıcı, duvarcı, demirci, kalaycı, hatta tüccar, bu esnaf takımının % 90'ı gayri müslim tebea idi. Osmanlı sadece askerliği düşünmüş ama ekonomiyi gayri müslimlere, Ermenilere, Rumlara kaptırmış. Bir kere bu yöne girilince artık geri dönüşü kolay olmamış ve bu gidiş yıkımı hazırlamıştır.

Ayrıca toplumsal olayları tek bir sebebe indirgemek yanlıştır. Sanayi devriminin yapılmayışının da görünür, görünmez birçok nedeni vardır. Bunun için o zamanki toplumu iyi incelemek, olayın köküne inmek gerekir.

Toplumda iki eğitim sistemi vardı. Biri sadece din eğitimine indirgenmiş olan medreseler, biri de yeni yeni açılmakta olan modern mektepler, üniversiteler. Aslında sanayi devrimini II. Abdülhamit başlatmıştı. Şişe Cam gibi birçok fabrikayı o açtırmış, liseler onun zamanında kurulmuş, eğitime büyük ağırlık verilmiş, ta İstanbul'dan Bağdad'da, Medine'ye demiryolları uzatılmıştı ama onun da misyonunu tamamlamasına fırsat verilmeden yabancıların parmağıyla alaşağı edilmesinden sonra iyice duraklama içine girilmiş ve hele I. Dünya savaşına girilmekle 10 yıl geçmeden koskocaman ülke paramparça edilmiştir. Bu beyinsizliği yapanlar da Sultan'ı indiren İttihat Terakkicilerdir.

Benim düşündüklerim bu. Ama siz en iyisi bu meseleyi Osmanlıyı iyi bilen Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya sorsanız daha sağlıklı cevap alabilirsiniz. Selamlar ve başarı dileklerimle.

 

Yusuf Gökçe'nin cevabı:

Sayın Hocam, verdiğiniz aydınlatıcı bilgiler için Allah razı olsun. Size yazdığım soruyu Prof Ortaylı ve başka Osmanlı tarihçilerine de yolladım, ancak cevap alamadım. Belli ki pek üzerinde durulmamış bir konu.

Jön Türkler büyük yanlışlar yapmışlar. Benim Jön Türklerle ilgili okuduğum makalelerde, onların sanayi devrimi yapmak, modern üniversite kurmak, milli sanayi politikası oluşturmak, milli bilim politikası oluşturmak gibi elzem olması gereken hedefler ne yazık ki yok. Jön Türkler, sizin de dediğiniz gibi kelimenin tam anlamıyla beyinsiz imişler, gerçekleri görememişler, batının bizden neden üstün olduğunu idrak edememişler. Oysa Jön Türklerin ikinci vatanı Paris idi. Paris ise sanayi devriminin zirve yaptığı şehirlerin başında geliyordu. Jön Türkler, nasıl olup da doğru bir durum değerlendirmesi yapamadılar, hayret ediyorum.

Osmanlı Devleti, kurduğu ittifaklarla kaybettiği toprakları geri almak siyasetini güdüyordu, bu nedenle 1. dünya savaşına girmeyi fırsat bildi Jön Türkler, ama sonuç felaket oldu.

2. Abdülhamit`in modernleşme siyasetini ve sanayi devrimini başlatmak girişimini ilginç buluyorum. Kendisi, Jön Türkler tarafından tahttan indirilmiş olmasaydı, belki de 1. dünya savaşına katılmayabilirdi Osmanlı Devleti. 2. Abdülhamit’in Almanlara pek fazla güvenmediği biliniyor.

Bugün batı ülkelerinin hepsinin milli bilim teknik politikaları ve milli sanayileşme politikaları var. Bu politikalarla devletin güvenliğini sağlıyorlar. Darısı Türkiye’mizin başına.

İslâm medeniyeti, Mendereslerinde fen bilimleri ve mühendislik tedrisatı varken, batı medeniyetinden çok ilerideydi. Ne zaman ki medrese eğitiminden fen ve mühendislik bilimleri kalktı, işte o zaman İslâm âlemi geri düşmeye başladı. Saygılarımla.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş