HAC, MEKKE MÜŞRİKLERİNE ÖDÜN OLARAK MI DİNE GİRDİ? (2)
Cumartesi, 29 Şubat 2020 00:00

HAC, MEKKE MÜŞRİKLERİNE ÖDÜN OLARAK MI DİNE GİRDİ? (2)

(...dünden devam)

İkinci sorunuza gelince bu, son derece önyargılı bir savdır. Ne demek “Hacc’ın Mekke’nin fethinden sonra İslâm’ın şartı olarak konduğunu, buna gerekçe olarak da Peygamberimizin Mekke, eğer savaşsız teslim edilir ve şehir direnmez ise (halka ekonomik getiri sağlayan) Hac ziyaretlerini desteklemeğe söz vermesi…”

Akıl ve mantık işi mi bu? Mekke’nin fethinden en az altı yıl önce inmiş olan Âl-i İmran Suresin’de hac, Müslümanlara farz kılınmıştır: “Doğrusu insanlara (ma‘bed olarak) ilk ku­rulan ev, Mekke’de olandır. Âlemlere uğur, bereket ve hidâyet kaynağı ola­rak ku­rulmuştur. Onda açık açık delîller, İbrahim’in Makāmı vardır. Ona gi­ren, güvene erer. Yoluna gücü yeten herkesin, o Ev’e gid(ip hac­cet)mesi, insanlar üze­rinde Allâh’ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse şüphesiz Allah, bütün âlem­lerden zengindir.” (Âl-i İmran: 96-97)

Bu âyeti içeren Âl-i İmran Suresi, Hicretin ikinci yılında inmiştir. Mekke’nin fethi ise bundan altı yıl sonra Hicretin sekizinci yılında olmuştur. Bu âyetler indiği zaman Mekke halkı İslâm’ın düşmanı idi.

Yine bu âyetler indikten sonra, 6. H. Yılda Peygamberimiz, 1500 arkadaşıyla Ka’be’yi ziyaret için Mekke varoşlarına kadar gitmiş, ama Mekke halkı onların Mekke’ye girmesine ve umre yapmalarına engel olmuşlar. Yapılan Hudeybiye antlaşmasına göre bir yıl sonra, küçük hac sayılan umre yapmışlar, bundan bir süre sonra da Mekke fethedilmiştir. Mekke’nin fethinde Peygamber’in on bin askeri vardı. Oysa artık o zaman Mekke halkının bir gücü kalmamıştı. Peygamber’in onlara herhangi bir ödün vermesi söz konusu olamaz. Çünkü ödünü güçlü değil, zayıf taraf verir. Muzaffer olarak Mekke’ye giren Hz. Muhammed, halka sordu:

“Benim size ne yapmamı umuyorsunuz?” Cevap verdiler:

“Kerimsin, kerim kardeş oğlusun. Senden hayır bekliyoruz!” dediler. “Haydi hepiniz özgürsünüz!” dedi.

İşte Mekke’nin fethi budur. Ne antlaşma, ne söz verme. Karşı koyma imkânı bulamayan halk teslim olmuş ve grup grup gelip özür dileyerek Müslüman olmuşlardır.

Lütfen önyargılı İslâm düşmanlarının delilsiz, mesnetsiz sözleriyle hüküm vermeyin veya yazı yazmayın. Sağlam delillere dayanarak doğruları yazın. Başarı dileklerimle.

***