HZ. İSA ÖLMÜŞ MÜDÜR? TEKRAR YERYÜZÜNE GELECEK MİDİR? (5)
Salı, 05 Şubat 2019 00:00

HZ. İSA ÖLMÜŞ MÜDÜR? TEKRAR YERYÜZÜNE GELECEK MİDİR? (5)

(...dünden devam)

Mâide Sûresinin 116-120’nci âyetlerinde yüce Allah’ın, huzuruna varan Îsâ rûhuna, insanlara kendisini ve annesini Allah’tan ayrı iki tanrı edinmelerini kendisinin mi emrettiğini sorduğu; Îsâ’nın da hayatta olduğu sürece insanları, Allah’ın buyruğu üzere tek Allah’a kul olmağa çağırdığını; fakat kendisinin vefâtından (canının alınmasından) sonra insanların neler yaptığını bilmediğini yüce Allah’a arz ettiği anlatılmaktadır. Cenabı Allah da Yüce Mahkeme’de sadece doğruların ödüllendirileceğini buyurmuştur.

Hz. Îsâ: Ben onlara, sadece senin bana emrettiğin üzere, ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin’ dedim” diyor. Ve hayatta iken onların yaptıklarını kontrol ettiğini, fakat vefâtından sonra onları gözetleyenin yalnız Allah olduğunu, gerçek şâhidin O olduğunu vurguluyor: “Ben onların içinde olduğum sürece onları kolladım, fakat sen benim canımı alınca onları gözetleyen yalnız sen oldun. Sen her şeye tanıksın!” Daha sonra bütün insanların, inanan inanmayan herkesin Allah’ın kulu olduğunu vurguluyor.

Âl-i İmrân: 94/55’nci, Mâide: 110/117’nci âyetinde Îsâ’­nın bedeninin öldüğü, açıkça belirtilmiştir. Ama Hz. Îsâ’yı başkaları öldürmemiş, Allah onu eceliyle vefat ettirmiştir. Yükseltilen onun ma‘nevî derecesi, Allah’ın katına çıkan rûhudur. Zaten bütün peygamberlerin rûhları Allah’ın huzuruna çıkar, O’ndan ikram görür.

Görülüyor ki âyetlere göre Hz. Îsâ’nın vefâtı kesindir. Bu âyetleri, âhâd haberlerine dayanarak te’vîl etmek yerine bu hadîsleri te’vîl etmek daha doğrudur. Eğer bu hadîsler rivayet edildikleri şekilde gerçekten Hz. Peygamber tarafından söylenmiş ise, bunlardan şu mânâ anlaşılabilir:

Îsâ’nın rûhu, yani ümmeti mahvolmadı, daha yaşayacaktır. Fakat Kıyâmetten önce bu rûh, yani Îsâ ümmeti, İslâm’a dönecektir. Bu hadîslerden, Hıristiyanların bir gün Müslüman olacakları sezilebilir. Tabii bu, hadîslerin yüzde yüz Hz. Peygamber tarafından söylenmiş olduğu varsayımına göre böyledir.

Çarmıha gerilme ve göğe kaldırılma inancı, eski dinlerden beri süregelen bir inançtır. Allah için kendini fedâ etme hikâyesi, çeşitli toplumlarda din kurucu ve liderlerine uyarlanmıştır. Binlerce yıldan beri süregelen bu inanç, Hz. Îsâ’ya da uyarlanmıştır.

Bu inancın, mantığa sığar tarafı yoktur. Ve bu itikad, putperestlikten Hıristiyanlığa geçmiş bir inançtır. Zira Hinduizmde de insanlığın ezelî günâhından ve bunun kaldırılması için babasız dünyaya gelen Krişna’nın, kendisini fedâ ettiğinden, asılırken başında altın bir taç bulunduğundan söz edilir. Krişna, elleri ayakları delinerek (yani çivilenerek) asılmıştır. Hıristiyanlara göre de Îsâ asılırken başında dikenden bir taç vardı. Eski Uzakdoğu dinlerinin birçoğunda elleri ayakları çivilenerek asılmak suretiyle insanlığı ezelî günâhtan kurtaran bir din büyüğünden söz edilir ve bu adam, Allah’ın insan biçiminde bir görüntüsü kabul edilir.

(devamı yarın..)