SELAMLAMA
Çarşamba, 12 Temmuz 2017 00:00

SELAMLAMA

Muhterem Hocam,

Saygıyla selamlar ellerinizden öperim. Allah sağlık ve esenlik içinde nice bayramlara ulaşmayı nasibetsin.

Allah a şükürler olsun ki bize verdiği yavrumuz Ahmet Reha' yı büyütmekle meşgulüz. Burada çalışma şartları nispeten ağır olduğundan iş ve aileyle meşguliyetten geriye pek bir zaman kalmıyor. Kalan zamanda da Kur'an okumaya ve sayfanızı takibe çalışıyorum. Allah nurunuzu eksik etmesin. Pek çok okurunuzun dinde gerçek aydınlanmayı yaşadıklarını anlattıkları mesajlarından da anlaşılacağı üzere yazdıklarınız bizim için birer manevi hazine değerinde, ancak herkesin âlim olması beklenemeyeceği gibi herkes hazine peşinde de değil.  Rabbim bizlere yazdıklarınızı hakkıyla anlamayı nasibetsin.

Not: Muhterem Hocam biraz önce bir haber programında Suriyeli bir babayı üç özürlü çocuğuyla gösterdiler, üçü de ne görüyor ne de duyuyorlardı Diyarbakır'da yaşıyorlarmış. O kadar üzüldüm ki Kur'an da '......... Onlara du'â et; çünkü senin du'ân, onlara huzûr verir. Allah işitendir, bilendir.' ayetini hatırlayıp sizden dua istemek geldi içimden. Allah sizden razı olsun, zor imtihanları olan kullarına ecir sabır ve kolaylıklar ihsan etsin. 

Saygıyla ellerinizden öperim..

Cevap: Allah bu aileye sabır, huzur ve bolluk ihsan buyursun!

Ayrıca bir gün önce yirmi yaşında Suriyeli hamile bir bayanı ormana kaçırıp tecavüz ettikten sonra başını taşla ezerek öldüren vahşi canavarın vahşeti içimi sızlatmaya devam ediyor. Bu nasıl vahşettir, bu nasıl namussuzluk edepsizlik ve kahpeliktir! Allah korkusu olmayan insanların ne korkunç cinayetler işledikleri gözler önüne seriliyor. Ayrıca bu kadın bizim ülkemize sığınmış bir garip, bir sığınmacı! Bu vahşilerin eylemleri güzel vatanımızın insanlarının dışarıdaki imajını çok kötü etkiliyor, bozuyor. Bu olaylar gösteriyor ki imansızlık, insanları canavarlaştırıyor. İşte büyük Peygamberimiz bunun için "Re'su'l-hikmeti Meĥâfetullah: Hikmetin başı Allah korkusudur!" buyurmuştur.

Aslında halk yakalanan bu iki caninin cezasını hemen verecekti ama polisler kurtardı. Yoksa onlar o zavallı kadıncığazın başını taşla ezdikleri gibi halk da tam eylemlerine uygun bir ceza olarak o iki canavarı linç edeceklerdi. Böyle cinayetlerin cezası derhal verilmeli ki kamu vicdanı tatmin olsun, bir de bu psikopat insanlara ibret olsun da bir daha böyle vahşetlere cesaret edemesinler.

Bu münasebetle bir zamanlar öğretim üyeliği yaptığım Riyad'da o zaman hükümferma olan Kral Halit'ten anlatılan şöyle bir anekdot dinlemiştim:

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da yaşayan bir aile(karı-koca) orada hafta tatilinde piknik yapmak üzere ağaçlı bir bölgeye gitmişler. Bu aile sofraları başında kahvaltılarını yaparken ortaya çıkan iki haydut erkeği döve döve bayılttıktan sonra kadına tecavüz etmeğe kalkmışlar, kadın önce teslim olmamak için bir süre direnmiş, boğuşmuş bu arada saldırganlarından birinin elini ısırmış. Ama sonunda adamlar emellerine erdikten sonra kadını da hırpalayıp bayıltmışlar ve çekip gitmişler. Sonra kendilerine gelen bu aile sonradan olay yerine gelenler tarafından evlerine getirilmişler. Olaydan haberdar olan Kral Halit, içişleri bakanı olan kardeşi Nayif bn Abdülaziz'e emir vermiş:

̶ Nayif 24 saat içerisinde bu canileri bul ve boyunlarını vurdur!

Bakan:

̶ Olur kral Hazretleri biz bu adamları derhalbulup mahkeme ettikten sonra boyunlarını vururuz! demiş.

Kral Halit:

̶ Yok yok, siz önce bunları bulup idam edin. Daha sonra mahkeme edersiniz! Demiş.

Bu hüküm karakuşi hüküm gibi görünse de delilleriyle sabit olmuş olan suçluyu günlerce aylarca bekletmek kamu vicdanını rahatsız eder. Olayın sıcak sıcak cezası verilmelidir ki hem kamu vicdanı rahat etsin hem de suç işlemekten zevk alan vahşilere ibret olsun.