HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (18)
Perşembe, 06 Temmuz 2017 00:00

HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (18)

(...dünden devam)

Bir rivayette de Peygamber Abdullah’a: “Allah’a göre en sevgili oruç, Dâvûd orucudur. O bir gün oruç tutar, bir gün yerdi. Allah’a göre en sevgili namaz, Dâvûd namazıdır. Gecenin yarısında uyur, üçte birinde namaz kılar, altıda birini de yine uyku ile geçirirdi.” demiştir (Buhârî, Teheccüd: bâbu men nâme inde’-seheri).

Peygamber (s.a.v.), Selmân ile Ebû’d-Derdâ’yı kardeş yap­mıştı. Ebû’d-Derdâ’yı ziyârete gelen Selmân, onun hanı-mını dağınık (süslenmemiş) görünce:

– Neyin var (niye böylesin)? dedi. Kadın:

– Kardeşin Ebû’d-Derdâ’nın dünyâ ile ilişkisi yok, dedi.

Ebû’d-Derdâ geldi, yemek yaptı, (Selmân’ın önüne koydu, yemesini söyledi). Selmân:

– Sen de ye, dedi. Ebû’d-Derdâ:

– Ben orucum, dedi.

Selmân:

– Sen yemedikçe ben de yemem, dedi (beraber yediler).

Gece olunca Ebû’d-Derdâ namaz kılmaya başladı. Selmân ona: “Uyu!”, dedi. O da uyudu, biraz sonra yine kalktı. Selmân yine “Uyu!” dedi. Gecenin son bölümü olunca Selmân “Şimdi kalk!” dedi. Kalkıp namaz kıldılar. Ve Selmân ona dedi ki: “Rabbinin senin üzerinde hakkı olduğu gibi, nefsinin de senin üzerinde hakkı var, âilenin de senin üzerinde hakkı var. Her hak sahibine hakkını ver!”

Ebû’d-Derdâ’ Hz. Peygamber’e gelip Selmân’ın yaptığını anlattı. Peygamber“Selmân doğru yapmış!” dedi (Buhârî, Savm: 49).

Peygamber’in sahâbîleri içinde bazıları, özellikle Suffa ashâbı zühd ve ibâdetleriyle ünlü idiler. Bilâl de bunlardan biriydi. Bir sabah namazında Peygamber (s.a.v.) Bilâl’e:

– Bilâl, dedi, İslâm olduktan sonra yaptığın en güzel amelin ne olduğunu söyle bana. Çünkü ben, cennette önümde senin ayakka­bılarının sesini duydum.

Bilâl yanıtladı:

– Rabbim katında beni kurtaracağını umduğum bir amelim yok. Ancak, gece veya gündüz temizlendiğim (abdest aldığım) zaman mutlaka o abdest ile bana nasîb olduğu kadar namaz kılmışımdır (Buhârî, Teheccüd: bâbu fadli’t-Tahûri bi’l-leyli ve’n-nehâri).

Enes’in rivayeti: Soğuk bir sabah Allah’ın Elçisi, Hendek’e geldi. Muhâcirler ve ansâr Hendek kazıyorlardı. Kendilerine yardım edecek köleleri yoktu. Onların o yorgunluk ve açlıktan bitkin va­ziyetlerini görünce:

Allahım, asıl yaşam âhiret yaşamıdır. Ensârı ve Muhâcirleri bağışla! Onlar da buna şöyle yanıt verdiler:

Biz yaşadığımız sürece Muhammed’e, cihâdetmek üzere bey­‘at ettik (Buhârî, Cihâd: 33).

***