HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (16)
Salı, 04 Temmuz 2017 00:00

HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (16)

(...dünden devam)

Namaz, kul ile Allah arasında ruhsal bir bağdır. Normal za­manlarda beş vakit olarak kılınır. Fakat savaş, hayat tehlikesi olduğu zamanlarda namazı kısaltmaya cevaz veren âyete (Nisâ: 98/101-102) dayanarak namaz kısaltılabilir, sadece bir rek‘at kılınır. Namaza durmak tehlikeli ise sadece bir, ya da iki tekbîr almak yeterlidir. Çünkü namazın aslı Allah’ı anmaktır. Yüce Allah: Beni anmak için namaz kıl!” (Tâhâ: 45/14) Tehlikeli durumlarda namaz, aslı olan zikre dönüşür.

İbâdet niyet, gönül huzuru ile olur. Sıkıntı ile ibâdette huzur olmaz; o zaman ibâdet ruhsuz bedene döner. Bundan dolayı ibâdet ve namaz zorlanarak değil, severek ve bıktırmadan yapıl­malıdır. Enes ibn Mâlik’in anlatımına göre Peygamber (s.a.v.), bir defa Mescid’e geldiğinde iki direk arasına bir ip gerildiğini görünce bunun ne olduğunu sordu.

– Bu, Zeyneb’in ipidir. Namaz kıldığı zaman yorulunca bu ipe tutunuyor, dediler.

Buyurdu ki:

– Hayır, çözün bu ipi. Herkes, dinç olarak namaz kılsın. Yorulunca otursun! (Buhârî, Teheccüd: bâbu mâ yukrahu mine’t-teşeddüdi fî’l-ibâdeti; İbn Mâce, İkame_tu’s-salât: 184)

Hz. Ayşe de şöyle demiş: “Yanımda Esed Oğullarından bir kadın vardı. İçeriye Allah’ın Elçisi girdi

– Bu kimdir? dedi.

– Falan hanımdır. Geceleri hiç uyumaz, hep namaz kılar, dedim.

– Yavaş olun, dedi. Yapabileceğiniz kadar ibâdet ediniz. Çünkü siz usanmadıkça Allah usanmaz, buyurdu.” (Buhârî, Teheccüd: bâbu mâ yukrahu mine’t-teşeddüdi fî’l-ibâdeti)

Allah’ın Elçisi, bir seferinde, bir kalabalık görmüş. Bakmış ki orada üstüne gölge yapılan bir adam var.

– Bu nedir? demiş.

– Oruçludur, demişler.

– Seferde oruç tutmak birr (iyilik) değildir, demiş (Buhârî, Savm: 34).

Başlanan nâfile ibâdeti terk etmek mekruhtur. İnsan her hususta orta yolu izlemeli, ibâdetinde de iktisâd etmeli, aşırılıktan kaçın­malıdır. Önce ne kadar nâfile ibâdet yapabileceğini, ne kadara daya­nabileceğini düşünmeli, yapamayacağı şeye başlamamalı, ama başla­dığını da sürdürmelidir. Peygamber (s.a.v.)in sünneti (âdeti) böyle idi. Bir namaza başlarsa ona devam ederdi (Buhârî, Savm: 50).

Peygamber (s.a.v.) Ramazan ayının son on gününü i‘tikâfta (Mescidde tamamen ibâdete çekilerek) geçirirdi. Ancak vefat edeceği yılın Ramazanında yirmi gün i‘tikâf etmiştir (Buhârî, Savm: 17). Onun i‘tikâf uygu­laması, tâ peygamberliğinden önce, Hirâ Mağarasında başlamıştı. Kendisinin vefâtlarından sonra da hanımları bu sünneti devam ettirmişlerdir (Buhârî, İ‘tikâf: 1).

(devamı yarın..)